Damarları Temizleyen 9 Besin!


Dünya genelinde en çok görülen ve ölümle sonuçlanma riski bulunduran hastalıkların başında kalp ve damar rahatsızlıkları geliyor. Erken yaşlarda edinilen beslenme ve spor alışkanlığı ise bu rahatsızlıkların önüne geçme yöntemlerinden biri. Bazı besinler de, damar tıkanıklarına yol açan sorunları ortadan kaldırıyor ve damarları temizliyor.
1-Zeytinyağı

Sağlıklı yaşamın anahtar besinlerinden biri olan zeytinyağı, düzenli kullanımda kalp ve damar rahatsızlıkları ile karşılaşma riskini yüzde 50 oranında azaltıyor. Uzmanların da sıkça tavsiye ettiği zeytinyağı, içerisindeki antioksidanlar sayesinde kalbi koruyor ve tansiyon gibi rahatsızlıkları da ortadan kaldırıyor.

2-Badem

Her derde deva olan badem, damarlardaki kan yollarını temizliyor ve kalbin daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Tekli doymamış yağ, lif ve antioksidan içerikleri sayesinde damar ve kalp dostu bir besin olarak öneriliyor.

3-Tarçın

Kandaki şekeri düşürmesi ve dengelemesi sayesinde tarçın, tam bir antioksidan deposu. Bu sayede kalbe giden damar yollarını temizliyor, tıkanıkların oluşmasını engelliyor. Tarçın, günde 1 çay kaşığı kadar tüketildiğinde damar yollarındaki rahatsızlık riskini yüzde 26 oranında azaltıyor.

4-Yulaf

Tam bir lif deposu olan yulaf, düzenli bir şekilde tüketildiğinde kalp ve damar yollarını temizliyor. Ayrıca kolesterolü düşüren yulaf, özellikle öğlen yemeklerinde tüketildiğinde sağlık için son derece yararlı oluyor.

5-Nar

Renginden de anlaşılacağı üzere bir kalp dostu olan nar, vücudumuzdaki damarların daha aktif ve uzun ömürlü çalışmasını sağlıyor. Bünyesindeki antioksidanlar sayesinde nar, düzenli kullanımda sağlıklı bir yaşamın sırrı haline gelebiliyor.

6-Zerdeçal

Yemeklerde kullanılan ya da çay olarak da tüketilebilen zerdeçal, damarları temizlemekle birlikte damar sertliği gibi sorunların da ortadan kalkmasını sağlıyor.

 

7-Brokoli

Demir, vitamin ve mineral deposu olan brokoli, K vitamini ve lif açısından son derece zengin. Damarlardaki kalsiyum oranını dengeliyor ve kolesterolü de ortadan kaldırıyor.

 

8-Yeşil çay

Özellikle strese karşı etkinliğiyle bilinen yeşilçay, aynı zamanda kalp ve damar dostu. Antioksidan bakımından çok zengin olan bu çayı günde bir bardak olacak şekilde düzenli kullanmanız, damar sağlığınız için oldukça önemli.

9-Roka

Enerji veren, toksinlerden arınmanızı sağlayan rokanın yararlarından biri de damar yollarını temizlemesi. Haftada bir ya da iki roka yemek kalp ve damar sağlığı için çok faydalı.

Kullandığımız pedler ne kadar sağlıklı?


Adet döneminde kullandığımız pedler ne kadar sağlıklı? Pedler alerji yapar mı? Günlük ped kullanmak zarar verir mi? Ne tür pedler kullanmak gerekir? Op. Dr. Gökçen Erdoğan yanıtlıyor. Adet dönemlerinde ve günlük olarak kullandığımız kadın pedleri sağlığımıza zarar veriyor mu? Ped seçerken nelere dikkat etmemiz gerekir? Özellikle organik pedleri mi kullanmak gerekiyor?

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gökçen Erdoğan, bu sorular ışığında, modern kadın okuyucuları için doğru ped kullanımının sağlığımız açısından önemini açıklıyor. Pedler nasıl kullanılırsa sağlıklı olur?  Adet döneminde kullanılan pedler kısa sürede değiştirilip kağıdına sarılarak atılmalıdır. Tabii ki kanama miktarı kadından kadına değişmekle birlikte genel olarak 3-4 saatte bir değiştirilmesi uygundur. Çok sıcak havalarda, adeti çok olanlarda, alerjik bünyeli olanlarda bu süre 1-2 saate düşebilir.

Ped taşınırken mutlaka kağıdına sarılı bir şekilde taşınıp kullanılacağı zaman açılması hijyen açısından daha uygundur. Hem vücuda hem de kanama miktarına bağlı olarak pedlerin büyüklüğü ve uzunluğu ayarlanmalı, sorun yaratan pedler değiştirilmelidir. Pedler alerjiye yol açar mı? Cinsel organlar bir kadının temizlik açısından en hassas ve en önemli bölgelerinden biridir. Bu yüzden her dönemde dikkat edilmesi gereken durumlar söz konusudur. Özellikle adet döneminde kullanılan pedler o bölgenin hem havasız kalmasına hem de mikropların o bölgeye kolay yerleşmesine neden olur.

Pedlerde kullanılan maddeler, genital bölgenin çok hassas bir yapıya sahip olması ve o bölgedeki derinin ince olması nedeniyle hemen tepkimeye neden olur. Özellikle hassas bünyeli insanlarda kızarıklık, kaşıntı, pul pul dökülme gibi alerjik durumlara sebep olabilir. Bu durum herkeste olmayabileceği gibi her pedde de olmayabilir. Pedlerin kimyasallarla beyazlatılıyor oluşu kadın sağlığı açısından tehlikeli midir?  Bilindiği üzere özellikle tuvalet kağıtlarında beyazlatma işlemi sırasında ucuz olduğu için klor kullanılıyor. Fakat bu işlem sırasında ortaya çıkan dioksin denilen zehirli bir maddenin varlığı kesin olarak tespit edilmiştir ki bu uygulama ve madde kadın pedleri için de kullanılmaktadır. Sağlık için kullandığımız pedlerin sağlıksız ortamlarda üretimi ileride sorunlar doğurabilir. Bu yüzden biraz daha pahalı olan yöntemlerle beyazlatılan organik pedler artık tercih edilme nedenidir. Kaliteli ve organik pedleri önerebilirim. Sağlığımız ucuz değil! Organik ped kullanımına nasıl bakıyorsunuz? Yaygınlaşmalı mı? Hepimizin bildiği gibi pamuk hem zor yetişmesi hem de çok hassas bir madde olması nedeniyle üretiminde maksimum incelik gerektirir ve yetiştirilirken destek amaçlı çeşitli kimyasal maddeler özellikle tarım ilaçları kullanılır. Bu da sonraki aşamalarda pamuklu üretilen pedlerin kullanımında bize sorunlar yaratır.

Organik pedlerde hem bu kimyasalların kullanılmaması, yani organik tarım koşullarının kullanılması hem de beyazlatırken oksijen ile beyazlatılmış olması tercih nedenidir. Bir diğer neden ise sentetik olmayıp o bölgenin hava almasını kolaylaştırması ve mikropların oraya yerleşmesine daha az sebep olmasıdır. Günlük ped kullanmak sağlıklı mıdır?  Çok sık akıntısı olan ve iç çamaşırı sürekli ıslanan kadınlar için kolaylıktır. Fakat kullanırken çok dikkat etmek gerekir. Kısa sürede, yani 1-2 saatte bir değiştirilmesi, çok koku veren pedlerden kaçınılması ve hassas ciltlerin kullanmamasını öneririm.

Kullananlarda özellikle ped yüzeyine hem sürtünmeden dolayı hem de sürekli ıslaklıktan dolayı mikropların yerleşimi kolay olacağı için mantar enfeksiyonuyla sık karşılaşılır. Bu yüzden mümkün olduğunca ped kullanmak yerine çamaşır değiştirmeyi, kullanılacaksa da sağlıklı üretilen pedlerin kullanılmasını ve sık sık değiştirilmesini öneririm. Kızı olan anneler, dikkat! Anneler, adet görmeye başlayan kız çocuklarının ped seçimiyle bizzat ilgilensin ve onları bilgilendirsinler. Çünkü yaşları itibariyle pedlerin kalitesinden çok ambalajına bakarak seçim yapabiliyorlar. Ayrıca alerji yapan bir pedin alerji yaptığını dahi anlamayabilir, ciltlerindeki değişimleri normal karşılayabilirler. Dolayısıyla da bu konuda başlangıçta kızlarınızdan bilgi alın ve doğru pedi kullanmaya başlamalarını sağlayın. Kadınlara ped dışında bir öneriniz var mı? Öncelikle sağlıklı ve hijyenik olduğunu düşündüğümüz şeyleri kullanmak ana prensip. Eskiden kullanılan bezlerin kaynatılıp kaynatılıp tekrar kullanılması çok tercih ettiğimiz bir durum değil, her ne kadar kaynatılsa da bazı mikroplar kaynatılarak ölmez. O bölge en savunmasız en hassas bölge, mikrop temas ettikten sonra geri dönüşü olmaz, açık olduğu için karın içerisine kadar gidebilir.

Gazlı bez kullanmak için elimizle onu düzenleyip ped şekline dönüştürme sürecinde temiz olmaya ve genel ortam hijyenine dikkat edilerek düzenlenirse ve tek kullanılıp atılırsa tercih edilebilir. Ama gazlı bezin bulunması, kesilip düzenlenmesi zordur. Kullanılan makas bile beze mikrop bulaştırabilir. Dikkat edilmeli.

Pamuk tek başına ped görevi görmez. Pamuk tercih etmiyoruz. Hem direkt kanla temas ettiğinde çabuk bozulduğundan hem de üstünde rahatça mikrop üreyebildiginden tercih edilmez. Bu yüzden en azından el değmemiş ve makinalarca yapılmış pedler daha tercih edilebilir durumdadır.

Yeni yıl için kararlar


2011’e girmeye sadece birkaç gün kaldı. Eski yılı rafa kaldırıp yeni yıla yepyeni ve sağlıklı kararalrla girmeye ne dersiniz?

Her zaman için bir silkelenme, ardından bir sıfırlanma ve akabinde bir başlangıç noktası değil midir biten bir yıl ve yeni başlayan tertemiz bir yıl? Geçen sene kendinizle ilgili nelerden memnun kalmadınız; çok mu kilo aldınız veya kendinize hiç vakit ayıramadınız mı? Kendinizi bedenen ve ruhen bitkin hissedin veya hissetmeyin, tepeden tırnağa sağlıklı ve mutlu bir birey olmak için en büyük motivasyonunuz yepyeni bir yıl olsun der; Modern Kadın olarak yeni yılda tüm dileklerinizin gerçekleşmesini dileriz!

İşte bizim en sağlıklı dileklerimiz! Sizlere de tavsiye ederiz…

“Daha fazla hareket edeceğim”

Güne komşularınızla yürüyüş yaparak başlayın

Yalnız bir yürüyüş de olabilir bu; ama unutmayın ki grup halinde yapacağınız sporlar, sosyal aktivite olarak daha motive edici olacaktır. Arkadaşlarınız veya komşularınızla yapacağınız bir sabah yürüyüşünüm tüm gün boyunca kendinizi ne kadar iyi hissettirdiğine inanamayacaksınız!

“Daha fazla hareket edeceğim”

Tüm gün her fırsatta fiziksel aktivite

Hareketsizliğin sağlığımız açısından ne kadar tehlikeli olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Dolayısıyla güne yürüyerek başladıktan sonra yapacağınız her işte kendinize bir hareket alanı yaratmanız çok önemli. Çok basit örnekler vermek gerekirse; televizyon izlerken kol egzersizlerini yapabilir veya telefonlar konuşurken evin içinde yürüyüş yapabilirsiniz.

Tatillerde aktif olun

Tatil deyince aklımıza mola, dinlenme, yatma ve keyif gibi kavramlar gelir tabii ki. Ama dinleneyim derken fazla kiloların kurbanı olur, hareketsizlikten her anlamda kendimizi kötü hissedebiliriz. O yüzden ailemizle yaptığımız keyif dolu tatilleri yüzerek veya doğa yürüyüşleri yaparak aktif hale getirin.

“Daha sağlıklı besleneceğim”

Geçici diyet heveslerine son!

Dönemsel olarak yaptığınız şok diyetlerin size hiçbir faydası yok; tersine zararı var. Bunu unutmayın ve beslenme konusunda kendinize bu sözü verin: “şok diyetler yapmayacağım.” Sağlıklı bir şekilde kilo vermenin temelinde doğru bir diyet planını beslenme tarzınızın bir parçası yapmak olduğunu unutmayın.

Sağlıksız abur cuburlarla vedalaşın

Atıştırmalıklar hemen hepimizin iradesini zorlayan diyet tehditçileri… Bu yıl onları bir anda hayatınızdan çıkarmaya ne dersiniz?

Yüksek kalorili içerikleri hayatınızdan çıkarın

Kahve keyfini sevmeyenimiz yoktur herhalde. Ama bu yıl keyfinizi biraz değiştirip, sağlığınızı da korumaya başlayabilirsiniz. Örneğin yüksek kalorili kremalı bir buzlu kahve yerine kafeinsiz bir kahve veya en sağlıklısından bir meyvesuyu içmeyi tercih edin.

“Kendime vakit ayıracağım”

Uykuya hak ettiği değeri verin

Uyku sağlıklı bir yaşamın temelidir. Bunu kendinize tekrar hatırların ve yeni yılda uyku saatinize, ortamınıza, kalitenize çok önem verin. Unutmayın; uyku kaynaklı problemler birçok ciddi rahatsızlığın yanı sıra konsantrasyon bozukluğu, iştah problemleri, kronik yorgunluk gibi tüm gününüzü etkileyebilecek güce sahip.

Her gün 1 saat sizin olsun

Ne kadar yoğun olursanız olun her gün kendinize 1 saat ayırmaya bakın. Başlarda 15 dakika, yarım saat şeklinde başlayarak zamanla 1 saate ulaşabilirsiniz. Zaten bunu bir rutine dönüştürdüğünüzde otomatik olarak günlük eylemleriniz arasına girecektir. Bu 1 saatte ne yapacağınız ise keyfinize kalmış; ister meditasyon yapın, ister kitap okuyun, ister hiçbirşey yapmayın!

Bakımınızı keyifle yapın

Örneğin köpük banyosu keyfi yapın. Küveti sıcacık suyla doldurun. Aynen filmlerde olduğu gibi müziğinizi açın, etrafa mumları dizip ışığı kapayın ve bir kadeh şarabınızı alıp küvete uzanın. Bu keyifli banyo ile tüm sıkıntılarınız da aksın, gitsin!

“Sosyal hayatıma önem vereceğim”

Sosyal olun

Arkadaş grubunuzla da ailenizle de sosyal buluşmalarınıza önem gösterin. Üşenip programlarımızı ertelemeyin. Çünkü sevdiğiniz insanlarla bir araya gelmeniz ve bu tip buluşmalar yapmanız kendinizi çok iyi hissetmenize ve enerjinizin yükselmesine neden olacaktır.

İlişkide flört edin

İlişkinizin rutinleşmeye başladığını düşünüyorsanız duruma biraz renk katmanız gerekiyor demektir. Eğer rutinleşmeye başlamadıysa elbet bir gün renk katmanız gerekecek demektir! Dolayısıyla ilişkinizde küçük heyecanları hiçbir zaman eksik etmemeyi, sürprizler ve flört oyunları ile ilişkinizi canlı tutmayı bu yıl kendinize söz verin!

Narın yararları nelerdir?


Nar, ilaç gibi bir meyve. Uzmanlar hastalaıklardan korunmak için mutlaka nar tüketmemizi öneriyor. Uzman Diyetisyen Taylan Kümeli mucize meyve narın tüm faydalarını açıklıyor.

Kalbi koruyan, antioksidan deposu olması nedeniyle kanserle savaşan mucize meyve narın mevsimi geldi.
 

Son yıllarda yeniden keşfedilen nar meyvesinin, nar suyunun, nar kabuğunun faydalarını araştırdık.

Uzman Diyetisyen Taylan Kümeli, narı bilinen yönlerinin yanı sıra bambaşka bir bakışla anlatıyor… İşte, nar ve narın saymakla bitmeyen yararları…

Nar (Punica granatum), Lythraceae familyasından içinde küçük çekirdekler ve meyve gövdesini oluşturan yüzlerce tanecikten oluşmuş, hafif ekşi tadında ılıman iklimlerde yetişen, özellikle Anadolu ve İran’da yetiştirilen bir meyve türü. Türkiye’de Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yetişir.

 
Narın bilinen yararları
1. Nar ağacı kabuğu çok eskiden beri bilhassa barsak şeritlerine (tenyalara) karşı kullanılır. Yalnız zehirlenmelere yol açabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

2. Nar meyvesi kabuğu, ishale karşı (% 15′lik) çay halinde kullanılabilir.

3. Nar, çarpıntıya iyidir.

4. Mideyi kuvvetlendirir. Et kısmı ile sıkılıp içilirse, safra söker, pekliği giderir.

5. Nar, şifalı bitkiler literatüründe yer alır. Genellikle besleyici ve tedavi edici ilaç ve panzehir olarak ağız yoluyla çeşitli karışımlarla birlikte yenilir ve içilir, haricen de merhem olarak kullanır.

 
Narın bilinen yararları
6. Narın vücudu ve kalbi kuvvetlendirme, ishali kesme, şerit düşürme, burun poliplerine faydalı olma gibi yararları bulunmaktadır. Ancak içerdiği bazı kimyevi maddeler yüzünden mide ve bağırsak hastalığı olanların, küçük çocukların ve hamilelerin fazla kullanmamaları tavsiye edilir.

7. Suyu zarıyla birlikte çıkarılıp bal ile merhem kıvamına gelinceye kadar pişirilip diş etlerine sürüldüğünde diş eti tahrişine iyi gelir.

8. Dolama / tırnak iltihabı ve cerahatli yaraların tedavisinde nar çekirdeğinin balla birlikte karıştırılarak merhem halinde tatbik edilmesi tavsiye edilir. Nar çiçeği de yaralar için kullanılır.

9. Narın en önemli özelliklerinden biri de genel damar sağlığını, özellikle de kalbi koruması. Damar tıkanıklıklarını geriletme özelliği bulunan nar, ‘ACE’ denilen enzimi engelleyerek tansiyon düşürücü bir etki de yapıyor.

10. Nar birçok özellikleriyle bazı meyveleri de geride bırakıyor. Örneğin narda 10 bardak yeşil çaya ve 4 bardak kızılcık suyuna eşdeğer antioksidan madde bulunuyor.

 
Nar suyunun yararları
Nar suyu damar sertliğine karşı güçlü etkisi bulunan bir içecek olarak karşımıza çıkıyor.

Nar suyunun sadece tanelerinden değil, tüm meyveden üretilmesi, bu içeceğin antioksidan etkisinin daha da artmasına neden oluyor. Zira bu önemli meyvenin kabuğu alkaloit, tanen ve glikozitler içeriyor. Bu nedenle ishal kesici ve kurt düşürücü özelliğe sahip bulunuyor.

Nar kabuğunun ekstresi ise güçlü bir virüs ve mikrop öldürücü özelliğe sahip. Ayrıca, cilt üzerinde enfeksiyon ve yara iyileştirici etki de gösteriyor.

 
Tatlı nar ve ekşi narın yararları
Tatlı nar midede çabuk çözüldüğü için hazmı kolaydır. Ancak, zaman zaman midede şişkinlik ve gaz meydana getirdiği için ateşli hastalığı olanlara iyi gelmeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca, tatlı nar mideyi kuvvetlendirir, boğaza ve akciğerlere faydalıdır, öksürüğe iyi gelir.

Ekşi nar ise mide yanmalarına karşı faydalıdır, diğer narlardan daha fazla idrar söktürür, ishali ve kusmayı keser, karaciğer hararetini söndürür, kabızlığı giderir, kalp ve mide ağzındaki ağrılara iyi gelir.

 

Nar nasıl ayıklanır?
Narı tepelerinden kesin, sonra portakal gibi dıstan dilimleyin sonra bir poşetin içine koyarak yumrukla vurun ve tanelerin kolaylıkla döküldügünü göreceksiniz.
 
Nar Meyvesinin Faydaları
• Olgun nar meyvesinin sıkılmış suyunun içilmesi ya da tanelerinin yenilmesi idrar söktürücü, sindirimi kolaylaştırıcı ve güçlendirici (tonik) etkiler sağlar.
• Ekşi narın suyu balla karıştırılıp ağızdaki yaralara sürülürse yaraları iyi eder.
• Ekşi nar balla macun yapılarak yenirse midenin iltihabını temizler.
• Rahim akıntısını keser.
• Nar şırası baş ağrısına, kusmaya, susuzluğa iyi gelir.
• Tatlı narın taneleri balla karıştırılıp yenirse kulak ağrısını geçirir. Göğsü ve boğazı yumuşatır, kalp çarpıntısını önler ferahlatır.
• İshali keser ve bağırsak sistemini rahatlatır.
 
Nar gövdesinin ve kökünün faydaları
• Nar meyvesinin kabuklarının kurutulup toz halinde öğütülmüş hali, yaralarda kanı kesici olarak kullanılır.

• Kökü ya da kökünün kabukları suyla kaynatılıp içildiğinde içteki yaraları iyi eder.

• Nar ağacının kurutulmuş kök, gövde ve dal kabukları yakın zamanlara kadar en etkin tenya düşürücü olarak kullanılmıştır. Ancak, içerdiği alkaloitlerin insan için de birtakım zehirleri içermesi nedeniyle, bu kabuklar günümüzde kullanılmamakta, yerine, nar meyvesinden elde edilen infüzyondan yararlanılmaktadır.

 

İnfüzyonun hazırlanması: Soyulan narın kabuklan iyice kıyılır. Bunlardan 3-5 tatlı kaşığı alınıp üzerine 1 bardak kaynar su dökülerek 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Bu infüzyondan, sabah ve akşamları olmak üzere günde iki kez birer bardak alınabilir.

 
Neden nar yemeliyiz?

Sağlık açısından özellikle kış aylarında bol bol tüketilmesi gereken bir meyve. Çünkü insan sağlığına olan faydalarını saymakla bitirmek mümkün değil. Adeta bir ‘ilaç’, hatta antibiyotik olan nar, özellikle bağışıklık sistemini güçlendirerek pek çok hastalıktan koruyor. İçerdiği bazı maddelerle kolesterol ve şekeri de dengeleyen nar, kalp sağlığını koruduğu gibi, kanser hücrelerinin de gelişmesini engelliyor.

Nar, özellikle içerdiği antioksidanlar sayesinde vücudun savunma sistemini güçlendiriyor. Yapılan araştırmalarda nar suyunun cilt kanserine ve erkeklerde prostat kanserine karşı koruyucu etkisinin görülmekte.

Kış mevsiminde portakal, mandalina ve limonun yanı sıra narı da taze şekilde veya suyunu sıkarak tüketmek son derece önemli.

Adeta bir ‘ilaç’ ve doğal antibiyotik görünümünde olan nar, sofralardan kesinlikle eksik edilmemesi gereken meyveler arasında yer alıyor.

10 ADIMDA DAHA UZUN YAŞAYIN


DAHA SAĞLIKLI VE UZUN YAŞAMANIN KOLAY YOLLARINI UZMANLAR AÇIKLIYOR…

1 KAHKAHA ATIN

Norveç’te durumu ağır hastalarla yapılan bir araştırmaya göre, espri anlayışı olanların yaşama şansının yüzde 31 fazla olduğu ortaya çıkmış. ” Kahkaha attığınızda vücudunuz stres hormonlarını daha az üretir,” diyor Pittsburg Üniversitesi Tıp Merkezi’nden Dr. Bruce Rabin.

2 BESİN TAKVİYESİ ALIN

Doğanın Şifalı Eli kitabının yazarı olan Dr. Ender Saraç, sağlığınızı korumak ve daha uzun yaşamak için doğal yedi maddeden yararlanmanızı öneriyor. ”Formülünde, tere tohumu, funda yaprağı, yeşil çay, krom, zencefil, L-Carnitine ve CoenzymeQ10 bulunan besin takviyesini her gün almanızı öneririm,” diyor Saraç. Zerrin Özer, Deniz Seki ve Ajda Pekkan gibi birçok ünlü isim de bu ürünü kullanıyor.

 

3 DİŞLERİNİZE İYİ BAKIN

Dişlerinizi fırçalamanın yanı sıra diş ipi kullanırsanız bazı hastalıkları önlemeniz mümkün. ”Diş ipiyle dişlerin aralarını temizleyerek damar ve bağışıklık sisteminizi yaşlandıran tartar karşı önlem alabilirsiniz,” diyor Dr. Michael Roizen.

4 YÜRÜRKEN KONUŞUN

Her gün yarım saat yürüyüş yapmanın sağlığınız için çok iyi olduğunu zaten biliyorsunuz. Bu yürüyüşü bir arkadaşınızla beraber yapmak çok daha iyi. ” Fiziksel aktivitenin anti-anging faydalarını almakla birlikte, sosyalleşerek de bağışıklığınızı güçlendirip stresi azaltabilirsiniz,” diyor Dr. Roizen. 10 yıl boyunca Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre, çok arkadaşı olan 70 yaşın üzerindeki kişiler, daha az sosyal çevresi olanlara oranla ortalama yüzde 22 daha uzun yaşıyor.

5 GÖKKUŞAĞINI TADIN

Ne kadar renkli besinler tüketirseniz o kadar sağlıklı olursunuz. ”Canlı renklerde sebze ve meyveler anti-oksidan deposudur,” diyor Ultra Longevity kitabının yazarı ve Canyon Ranch Resort’un Medikal Direktörü Dr. Mark Liponis. Alışveriş arabanıza, öğlen ve akşam yemeklerinize kırmızı biber gibi renkli yiyecekleri ekleyin.

6 İDEAL KİLONUZA KAVUŞUN

Gençken olduğunuz kiloda kalmaya çalışın. ”18-40 yaşları arasında çok fazla kilo almak özellikle tehlikeli çünkü, her yüzde onluk kilo artışı kan basıncını artırır ve bu da yaşlanmayı etkileyen en önemli nedenlerden birisi,” diyor Roizen. Ayrıca, Transcend: Nine Steps to Living Well Forever kitabının yazarı Dr. Terry Grossman’a göre, günlük kalori alımınızı yüzde 10-20 oranında azaltarak daha uzun yaşamanız mümkün.

7 İYİLİK YAPIN

2007′de 30′dan fazla çalışmanın sonuçlarına göre, gönüllü yardım edenler daha uzun yaşıyor ve depresyon ve kalp hastalıkları da dahil olmak üzere daha az sağlık problemiyle karşılaşıyor. ” Arkadaş edinmek ve sosyalleşmek için harika bir yol. Gönüllü olmak insanlara hayatlarında bir amaç veriyor.” diyor Dr. Rabin.

8 SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇİN

”Bir hekim kontrolünde hastalık riskleri taşıyıp taşımadığınıza dair gerekli test ve tetkikleri yaptırın.” diyor Dr. Ender Saraç. Bazı hastalıkların erken teşhis edilmesi hayatınızı kurtarabilir. Uygun bir tedavi programı ile riskleriniz minimuma düşürülebilir.

9 İYİ UYUYUN

Araştırmalara göre, yedi-sekiz saatlik bir uyku idealdir. ”Yetersiz uyku, kalp sağlığı, obezite, diyabet riskini artırırken, bağışıklık sistemimizi de zayıflatıyor,” diyor Dr. Liponis. Uykunuzu iyi alabilmek için, tamamen karanlık ve serin bir odada uyumanızı öneriyor Liponis. Gerekirse göz bantlarından yardım alın.

10 STRESİ UZAK TUTUN

”Uzun ve kaliteli bir yaşam için stres yönetimi çok önemli,” diyor Saraç. Yoga, nefes terapisi, reiki gibi aktivitelerle spiritüel alanda rahatlatıcı bir ruh hali yaratın. Saraç ayrıca, stresi azaltan Pasiflora, melisa ve Walerian gibi desteklerden yararlanabileceğinizi de söylüyor.

 

İyi bir hayat için 8 kural


Prof. Dr. Osman Müftüoğlu daha iyi bir hayatın iksirinin beyinde olduğunu söylüyor ve 8 muhteşem öneriyi bizlerle paylaşıyor.

İyi bir hayat sürmek, sağlıklı kalmak, uzun yaşamak, yani “iyi hayat” için genetik yatkınlık önemli. Tansiyonunuzun, kolesterolünüzün, kan şekerinizin, trigliseridinizin, kilonuzun da önemi büyük. Ne yiyip içtiğiniz, nasıl uyuduğunuz, ne oranda aktif bir hayat sürdüğünüz de önemli belirleyiciler. Soluduğunuz hava, içtiğiniz su bile birer belirleyici… Ama en az bunlar kadar nasıl yaşadığınız, çevremizdekilere, olup bitenlere hangi duygularla yaklaştığınız, ruh beden ilişkisini ne kadar önemsediğiniz, daha da önemlisi ruhunuzu beslemeye dikkat edip etmediğiniz de en az onlar kadar önemli. İyi hayat için sadece yemeye, içmeye, uyumaya, egzersize odaklanmanız yetmez. İyi hayatın iksiri sizde, beyninizdedir.

Bağışlamak unutmaktır

Bağışlamak daha yeni ve daha güçlü ilişkiler kurmanın, eski ilişkileri yeniden canlandırmanın kolay bir yolu. Bağışladıkça hafifleyeceğinizi, gelişeceğinizi, yaşamınızı boyuna uzatamasanız bile enine büyütüp genişleteceğinizi aklınızdan hiç çıkarmayın. “Bağışlamak unutmaktır” cümlesini her gün görebileceğiniz bir yere büyük harflerle yazın. Uzun yaşam uzmanları bağışlamanın ruhu rahatlattığını, stresi azalttığını, sevgi ve uyumu kolaylaştırdığını ama her şeyden önemlisi manevi hayata güç kattığını söylüyorlar.

İyimserlik etkilidir

Hayata daima pembe gözlüklerle bakmak zor olsa da denemekte fayda var. İyimser insanlar kesinlikle daha mutlular. İyimserlerde kalp krizlerinin, tansiyon yükselmelerinin, hatta kanserlerin beklenenden daha az görüldüğünü kanıtlayan güçlü bilimsel verilere sahibiz. İyimser olmayı sakın işi oluruna bırakmak, her şeyi olduğu gibi kabul etmek ya da boyun eğmek gibi yorumlamayın. İyimserliğin sonradan kazanılabilen bir güç olduğunu da bir kenara not alın.

İlişkileriniz güçlü mü?

İnsanlarla daha yakın ilişkiler kurabilen, özellikle dost, arkadaş çevresini geniş tutmayı, aile ilişkilerini sağlamlaştırmayı becerebilenlerin, sokulgan, girişken, sıcak kişilerin daha sağlıklı ve uzun bir ömür sürdükleri kesin. İlişkileriniz güçlendikçe güven duygularınız güçlenecek endişe, korku ve telaşınız azalacaktır. İlişkileriniz güçlendikçe hayatınız daha keyifli ve huzurlu olmaya başlayacaktır. İlişkileriniz geliştikçe aidiyet duygularınız sağlamlaşacaktır.

Hayır demeyi öğrenin

İyi bir hayat sürmeyi düşünüyorsanız “hayır” demeyi bilmelisiniz. Pek çoğumuz gerginliklerimizin temel kaynağının hayır demeyi bir türlü becerememekten, daha da önemlisi herkesi hoşnut etmeye çalışmaktan, önümüze gelen her sorumluluğu üstlenmekten kaynaklandığının farkında değiliz. “Hayır” diyememek aşırı sorumluluk yüklenip altında ezilecek yükü arttırmak anlamına gelmektedir. Taşıyabileceğinizden fazla yük yüklenmemeli, bir koltukta iki değil, bir karpuz taşımaya özen göstermelisiniz.

Hayatı basitleştirin

İyi bir hayatın küçük ama önemli belirleyicilerinden biri de hayatı olabildiğince basitleştirmektir. Basit bir hayat daha az sorunlu bir hayat demektir. Basit hayat hafifliktir. “Küçük güzeldir” deyimini ilke edinen, “az çoktur” deyimine yürekten inananların huzuru yakalaması ve mutlu anlarını çoğaltması ihtimali artar. Basitlik ve alçak gönüllülük gönül hoşluğu sağlar.

Duygusal detoks şart

Sık yaptığımız yanlışlardan biri de “toksin yükünü azaltmak” söz konusu olduğunda bu işi yalnızca bedensel toksinlerden arınmakla başarabileceğimizi zannetmemiz. Bağırsaklarımızın, karaciğer ve böbreklerimizin iyi çalışması tabiî ki faydalı, toksinleri azaltma bakımından tabiî ki önemlidir. Ne var ki bizi en çok üzen toksinlerin bedensel değil, duygusal toksinler olduğu da kesindir. “Yeni hayat” her gün hepimize yüzlerce olumsuz düşünce, duygu, gereksiz gerginlik, öfke, hiddet, endişe, korku, kaygı yüklüyor. Bunların her biri son derece zararlı birer toksin. Bu duygusal toksinler bilinçaltımızda biriktikçe bedensel fonksiyonlarımız yavaş yavaş bozulmaya, kalbimiz teklemeye, tansiyonumuz çıkmaya, uykumuz kaçmaya başlıyor. Geceleri terlemelerle uyanıp sabahları yorgun kalkıyoruz. Bu nedenle her gün düzenli olarak hiç olmazsa 5-10 dakikalık “ruhsal detoks seansları ” yapmayı ihmal etmemenizi öneririm. Bu seansları mutlaka iç farkındalıklarınızı geliştirme ve iç yolculuklara çıkma gibi de düşünmemelisiniz. Kalabalıklaşmak eşle, dostla, aileyle birlikte olmak, gülmek, eğlenmek ve sevdiğiniz insanlarla iyi ve güzel anlar paylaşmak da aynı etkiyi yaratacaktır. Kaygıyla başa çıkmanın en etkili yollarından birinin kafanızı boşaltmak olduğunu lütfen aklınızdan hiç çıkarmayın.

Cinsellik önemli

İyi bir hayatın belirleyicilerinden biri de sağlıklı cinsel hayattır. Sağlıklı cinsel hayatın beraberinde güçlü bir bağlılık da gerektirdiğini bilmelisiniz. Cinsel enerjiyi doğru kullanmayı ve onu eşiniz ya da partnerinizle en doğru şekilde paylaşmayı becerebilirseniz cinselliğin ömür uzatıcı etkisinden yararlanmanız kolaylaşacaktır.

Sevgi damar açıcıdır

Birkaç yıl önce okuduğum iyi hayata ilişkin bir kitapta rastladığım şu cümleyi asla unutmadım: “Sevgi damarlarınızı açabilir!” O cümleyi yazan şöyle devam ediyordu: “Koşulsuz sevmek ve başkalarının sevgisini kabul etmek yaşamınıza yalnızca anlam katmakla kalmaz, ayrıca sağlık da kazandırır”. Araştırmalar şefkat ve sevgi dolu bir bakımın ateroskleroz ve kalp krizi riskini azalttığını gösteriyor. Sevgiye odaklı bir hayatın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini örneğin kandaki immunoglobin A seviyesini yükselttiğini gösteren bulgular var. Yoksulluk ve fakirlik içinde yaşayan, ömrünü zorluklar, eksiklikler ve yoksulluk içinde geçiren ama yaşam süresi seksen yılın üzerinde olan pek çok insanın varlığı sizi şaşırtmasın. Bu insanların ortak yönü güçlü bir sevgi yoğunluğuna, yalın bir inanç yapılanmasına sahip olmaları. Sevgileri ve manevi inançlarıyla ölümcül hastalıklara direnen, hatta bazen bu hastalıkları yenmeyi başaran kişilerin varlığı şaşırtıcı değildir.

 

4 haftada metabolizmayı düzenleyen diyet!


Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez’in 4 haftalık menüsüyle metabolizma hızınızı artırabilirsiniz.

Kalitesiz beslenme ve fiziksel aktivite yapmama enerji metabolizmanızın bozulmasına neden olur. Bu nedenle 4 veya 5 öğün yemek yemeği ihmal etmemelisiniz.

Ögün arası ve sık yeme

Öğünler arasını 3 saat bıraktığınız sürece çalışma ve yaşam şekillerine göre beslenebilirsiniz. Özellikle tek veya iki öğün yemek yiyen bireylerin yaşları ilerledikçe yağlanmaları artacak kilo verme süreçleri oldukça zorlaşacaktır.

Proteinler

Proteinler diyet için önemli bir besin öğesidir. Ancak, aşırı tüketimi yağlanmaya ve romatizmaya bağlı hastalıkların oluşmasına neden olur. Diyetimizin çoğunun bitkisel (kurubaklagil, tahıl, kuru yemiş vb…) az kısmının ise hayvansal (et çeşitleri, süt ürünleri, yumurta vb…) protein kaynaklarından gelmesi gerekir.

Metabolizmayı hızlandıran yiyecekler

Yağlı tohumlar (fındık, fıstık, ceviz, badem, susam) ve kuru meyveler (kuru kayısı, kuru incir, kuru erik vs…) metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca, kaliteli protein kaynağıdır ve vücut için vazgeçilmez sağlıklı yağ asitlerini içeren, posa (lif), E vitamini, özellikle potasyum, magnezyum, çinko ve bakır gibi minerallerden zengindir.

Sağlıklı yaşam için ne kadar su?

Sağlıklı bireyler günde belirli yollarla vücuda aldıkları sıvıları kaybederler. Bu deri yoluyla 500 ml, akciğerlerle solunum yoluyla 300 ml, böbreklerden idrarla 1500 ml ve bağırsaklardan 200 ml olarak kayıptır. Topladığınızda 2500 ml yani ortalama 8–10 su bardağı sıvı anlamına gelir.

Su içimi susama merkezi ile hormonal olarak uyarılır. Vücut toplam suyun %0-1 kadarını kaybedince susama duygusu oluşur. Toplam suyun %2-5’ini kaybedince ağız ve deride kuruluk, deride kızarma, yorgunluk, baş ağrısı, fiziksel performansda azalma görülür. % 6’sı kaybolunca vücut sıcaklığı, nefes alımında ve nabızda artış görülür. Bu durumda siz doğal olarak susarsınız. Ancak bu durumda belirli miktarda su içince susama duygunuz geçebilir, fakat bu vücut suyunun yerine yeterli miktarda konulur anlamına gelmez. Bu nedenle daha fazla su içmeniz gerekir.

Hareket ve spor

Hareketsiz yaşamdan günde 30 dakika yapılacak olan herhangi bir fiziksel aktivite ile inme riskini azaltıp, kalp sağlığını koruma sağlarsınız. Düzenli fiziksel aktivite ile zinde kalır, eklem, kas, kemik gelişimi ve devamlılığını sağlar, kas kitlesini ve gücünü arttırır, kilonuzu kontrol etmenize yardımcı olur, insilüne bağımlı olmayan şeker hastalığı, kolon kanseri ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinizi azaltır, kan basıncını kontrol eder, anksiyete ve depresyonu önler, psikolojik olarak rahatlamanızı sağlarsınız.

Fiziksel aktivite kilo vermeye yarar

Aerobik aktiviteler solunum ve kalp atış hızının kontrolü ile olur.

‘Kardiyovasküler fitness’ veya ‘kuvvet-esneklik’ gösteren aktiviteler kemik dokusunun güçlenmesi ve devamının sağlanmasını destekler.

Uzun mesafe koşu, dans etmek veya esneklik sağlayan yoga en ideal örneklerdir.

Beslenme ve fiziksel aktivite sağlığın korunmasında birbirinden ayrılmaz iki unsurdur. Fiziksel aktivitenizi arttırdığınız zaman belirli miktarda kalori (enerji) harcarsınız. Ancak her gün yapacağınız 30 dakika egzersizin kilo kaybına veya bunun devamlılığına yararı için beslenme düzeninize ve yediğiniz porsiyon miktarına da dikkat etmeniz gerekir. Yaşam boyu yapacağınız fiziksel aktiviteyi seçmelisiniz.

Duygusal değişikliklerin yoğun olduğu bu mevsimde metabolizmanızda da değişiklikler olmaktadır. Bu nedenle yaşamınızda sizin dışınızda etkenleri de kontrol altına almayı bilmelisiniz.

İşte, size 4 hafta boyunca uygulayacağınız metabolizmayı hızlandırma diyeti…

1. Hafta metabolizmayı düzenleyici diyet

Kahvaltı:

2 adet kuru incir+4 adet taze ceviz

1 karper kadar taze kaşar

1 ince dilim yulaf ekmeği

Tatlı kırmızıbiber, taze nane ve domates

Öğle:

6 yemek kaşığı kıymalı ıspanak

1 su bardağı ayran

1 ince dilim çavdar ekmeği

1 kase karışık az yağlı salata

İkindi:

1 adet meyve

Akşam:

1 kase mercimek çorbası

1 ince dilim buğday ekmeği

1 kase karışık az yağlı salata

Yatarken:

1 su bardağı süt

Haftada 3 kere 45 dakika tempolu yürüyüş

2. Hafta metabolizmayı harekete geçiren diyet

Kahvaltı:

1 adet yumurta

1 tatlı kaşığı bal

1 ince dilim kepekli ekmek

1 su bardağı süt

Domates, salatalık

Öğle:

3 adet ızgara tavuk veya yağsız kıymadan yapılan köfte

1 kase yoğurt

1 ince dilim kepekli ekmek

Domates, taze tere ve taze roka

İkindi:

50 gram taze fındık

Akşam:

1 kase sebze çorbası

1 ince dilim kepekli ekmek

Domates, tere

Ara öğün:

1 adet meyve

Haftada 3 kere 50 dk tempolu yürüyüş

3. Hafta metabolizmayı hız kazandırıcı diyet

Kahvaltı:

1 su bardağına greyfurt+portakal+havuç suyunu karıştırın

2 karper kadar peynir

1 ince dilim buğday ekmek

Domates, salatalık

Ara öğün:

1 adet meyve

Öğle:

4 köfte kadar balık buğulama

1 ince dilim buğday ekmeği

1 kase az yağlı roka salatası

Ara öğün:

1 adet meyve

Akşam:

4 köfte kadar buğulama balık

1 ince dilim buğday ekmeği

1 kase az yağlı roka salatası

Ara öğün:

50 gram badem

Haftada 4 kere 55 dk yürüyüş

4. Hafta metabolizmanızın hızının devamlılığını sağlayacak diyet

Kahvaltı:

1 karper kadar peynir

1 ince dilim tahıllı ekmek

6 adet yeşil zeytin

1 su bardağı süt

Domates, salatalık.

Öğle:

2 köfte kadar tavuk, balık veya kırmızı et

2 yemek kaşığı bulgur pilavı

1 ince dilim tahıllı ekmek

1 kase az yağlı marul salatası

İkindi:

1 adet meyve

Akşam:

2 köfte kadar tavuk, balık veya kırmızı et

4 yemek kaşığı sebze yemeği

1 ince dilim tahıllı ekmek

1 kase az yağlı marul salatası

Ara öğün:

1 adet meyve

Haftada 4 kere 60 dk tempolu yürüyüş

Aşkın sağlığımıza faydaları!


Aşkın hem bedenimize fiziksel faydaları, hem ruhumuza psikolojik faydaları olduğunu biliyor muydunuz?

14 Şubat’a sayılı günler kaldı. Sevgiliniz için hediye alternatifleri, ona yazacağınız aşk dolu yazılar, planlayacağınız şık bir organizasyon derken anlıyoruz ki ‘aşk’ aslında hiç hafife alınacak bir konu değil…  size bu kez aşkın farklı bir yönünden bahsedeceğiz!

Bilim adamlarına göre aşk

Aşk, bilim adamlarına göre bir beyin aktivitesidir. Beyinde artan hormonlarla duygu değişimleri; dopamin, norepinefrin, feniletilamin gibi çeşitli beyin içindeki hormonların aktivasyonları söz konusudur.

Memorial Suadiye Tıp Merkezi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. İsmail Yağız “Aşık bireylerin beyin MR görüntüleri incelendiğinde özellikle dopamin içeren bölgelerin, yani beyin sağ bölgesinin yoğun bir biçimde aktivitesinin arttığı gözleniyor” diyor. Dopamin vücuda enerji veriyor, iştahı azaltıyor, ilgiyi artırıyor, uykusuzluk, sürekli karşı tarafa odaklanma, onu düşünmeyi sağlıyor. Aşkın 3 fazının ilk dönemi bu şekilde gösteriliyor. Aşkın 2. ve 3. döneminde ise biraz daha sakinlik, sevgi, iletişim, koku duyguları, alışkanlık ve güven hissi ön planda. Bu dönemlerde ise serotonin ve diğer mutluluk sağlayan endorfinler etkili.

Peki ya aşk olmazsa?

Yapılan bilimsel çalışmalarda intihar girişiminde bulunan gençlerde kalp kırıklığı, terk edilme, aşkın kabul görmemesi gibi nedenler var. Aşk problemleri özellikle genç bireylerde toplum dışına itilme, yalnızlık ve depresyonu tetikleyerek yaşam isteğini azaltıyor. Kırık kalpli gençlerin hayatları incelendiğinde aile ilişkilerinde problemler, şefkat ve ilgi eksiklikleri gözleniyor. Hükümetler gençlerin üzerine daha fazla durulması, sosyal ilişkilerin güçlendirilmesi, gençlik cesaretinin olumsuz bir sonuca yol açmaması için önlemler alınması üzerinde duruyorlar.

Aşkın fiziksel faydaları

1.Kan akımının düzenlenmesi

Dopamin ve norepinefrin kan akımını artırır.

2.İştah azalması

Tokluk merkezinin uyarılmasıyla açlık hissi kaybolur

3.Kalp ritminin hızlanması

Noradrenalin kalp atım hızını artırır.

4.Yağ yakımı

Stres hormonları olarak bilinen noradrenalin yağ yıkımını sağlar.

5.Metabolizmanın hızlanması

Kilo kontrolü ve zayıflık sağlar

6.Hafıza ve becerilerin artması

Artan kan beyin kan akımı hafıza ve becerilerin artmasını sağlar.

7.Ağrıyı daha az hissetme

Güçlü vücut içi morfin olan endorfinler hem ağrı algısını azaltır hem de mutluluk sağlar.

8.Bağışıklık sisteminin güçlenmesi

Endorfin ve serotonin yüksekliği bağışıklık sistemini güçlendirir.

9.Cilt sağlığının artması

Kan akımı değişiklikleri ve seks hormonlarının artması ciltte duruluk ve canlılık sağlar.

10.Östrojen ve testosteron artması

Üreme isteğini artırır.

Aşkın psikolojik faydaları

1.Motivasyonun artması

Kendine güvenen ve enerjik bir bünye, konsantrasyon yoğunluğunu sağlar.

2.Antidepresan etkiler

Kullanılan antidepresanlar serotonin ve noradrenalin türevi maddeler içerir.

3.Özgüven ve başarı

Mesleksel başarılara imza atılır.

4.Dışa dönük, sosyal kişilik yapısı

Mutlu ve sosyal bir kişilik yapısı sağlar.

Sevgililer gününüz şimdiden kutlu olsun! Aşkla ve dolayısıyla sağlıkla kalın…

Yemek, spor ve uyku için en uygun zaman nedir?


Sporun, yediklerinizin, hatta uykunuzun iyi olması için neyi, ne zaman yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Vücudumuzun, kendine has doğal ritmi, hızı ve işleyiş düzeni vardır. Ancak bu durum gün içinde değişkenlik gösterir. Yani onun neye ne zaman ihtiyaç duyduğunu, neyi ne zaman yaptığını bilirseniz içtiğiniz su bile size daha faydalı olur. Sağlıklı bir yaşam için zamanlama rehberi !

Spor için uygun saatler

06:00 – 09:00

Ne yapmalı? Yürüyüş ve düşük tempolu koşu.

Neden? Vücut ısısı ve kalp atışı açısının en düşük olduğu zamanlardır. Bu nedenle ağır olmayan egzersizler için en uygun saatlerdir.

12:00 – 14:00

Ne yapmalı? Yürüyüş ve yoga.

Neden? Bu egzersizler gün boyunca kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlayacaktır.

15:00 – 18:00

Ne yapmalı? Tenis, voleybol, aerobik.

Neden? Vücut ısısının arttığı, kasların güç ve esnekliğinin en üst noktaya ulaştığı zamanlardır. Aynı zamanda enerjiyi destekleyen adrenalin seviyesi de yüksektir.

18:00 – 20:00

Ne yapmalı? Yüzme, yoga, pilates, aerobik ve aletli egzersiz.

Neden? Vücut ısısının en yüksek, kasların ise en esnek olduğu saatlerdir. Dolayısıyla spor yapmak ve esnemek için en uygun zamanlardır.

Bu saatler size uymuyorsa;

Bir defada 30-40 dakika egzersiz yapmak yerine, gün boyunca 10’ar dakikalık egzersiz yapmayı deneyin.

Yemek için uygun saatler

07:00 – 09:00

Ne yapmalı? Kilo vermek istiyorsanız bu saatler arasında zengin bir kahvaltı edin.

Neden? Erken saatte yediğinizde, kalorileri yakmak için önünüzde kocaman bir gün olur. Kahvaltı da kandaki şeker oranını yükseltir.

Bu saatler size uymuyorsa;

Her daim bir avuç badem veya çekirdek de midenizi tok tutmaya yarayacaktır.

Uyku için uygun saatler

01:00 – 05:00

Nedir? En derin ve dinlendirici uyku bu saatler arasındadır. 06:00 civarı ise rüyalar daha derindir.

Neden? Uykuya daldığınızda vücudunuz rahatlar, daha düzenli nefes alırsınız ve kalp atışlarınız ile kan basıncınız düşer. Uyku 90 dakikalık döngülerle gerçekleşir. Uykunun iki aşaması vardır. Biri hafif olan REM (hızlı göz hareketi), diğeri ise daha ağır olan NREM (yavaş dalga uykusu). Rüya görmek REM etabunda gerçekleşir.

Bu saatler size uymuyorsa;

Uyku probleminiz varsa her akşam aynı saatte yatağa girip uyumaya çalışın. Ayrıca kitap okumak da uykunuzu getirebilir.

Cilt bakımı için uygun saatler

16:00 – 20:00

Neden? Kozmetik ve medikal bakım kremlerinin cildimizde en iyi emildiği saatlerdir. Çünkü bu saatlerde vücut ısımız daha yüksek, cildimiz ise daha geçirgendir.

Bu saatler size uymuyorsa;

Geç saatleri tercih edin. Çünkü erken saatlerde vücut ısısı daha düşüktür. 20:00 civarı cilt bakımı için uygun olacaktır.

Dişçiye gitmek için uygun saatler

13:00 – 15:00

Neden? Dişlerin hassasiyeti bu saatlerde azalır. Bu nedenle acıyı normale göre daha az hissedersiniz.

Bu saatler size uymuyorsa;

İşten sonra gidip, ağrı kesici alabilirsiniz. Çünkü diş ağrılarının en çok hissediliği saatler 03:00 – 08:00 arasıdır.

Zayıflamak isteyen tembellere etkili yöntemler


Powerplate: Vücudu sıkılaştırıyor

Spor yapmayı zaman, irade, isteksizlik gibi farklı nedenlerle alışkanlık haline getiremeyen, ancak ihtiyaç hissedenler için sunulan seçeneklerden biri powerplate. Spor, fitness, sağlık, güzellik, fizik tedavi ve anti-aging merkezlerinde kullanılıyor.

Bir antrenman sistemi olarak piyasaya çıkan cihazın, şimdilerde kozmetik ve fitness amaçlı kullanımı yaygın. Günde 10 dakika ayırmanız yetiyor. Tüm vücuda güçlü titreşim uygulayarak kasların çalıştırılması sistemine dayanıyor. Titreşim, kaslarda birbirini takip eden istem dışı kasılmalar meydana getiriyor. Kaslar saniyede 35 kez kasılıp gevşiyor. Bu hareketler, tendonların da gerilmesine yol açıyor. Karın içi, omuriliği çevreleyen kaslar ve hatta yüz kasları bile harekete geçiyor. Kaslar kısa zamanda güçleniyor. Zamanla dokular sıkılaşıyor, selülitler azalabiliyor.

Vücutta sıvı birikimini engelliyor, biriken sıvı varsa atılmasına yardımcı oluyor. Serbest yağların parçalanmasını hızlandırıyor. Dokuların sıkılığını arttırıyor. Kan dolaşımını düzenleyip, kemik erimesi bozukluklarının düzeltilmesine katkı sağlıyor.

Haftada 2 veya 3 gün ve en az 1 ay boyunca antrenman yapıldığında, vücuttaki güçlenme ve sıkılaşma hissedilir hale geliyor. Ancak ulaşılan formu korumak için dönem dönem cihaza veya kas güçlendiren başka tür sporlara devam edilmesi öneriliyor.

Hypoxi Training: Yağ yakıyor

Çeşitli bölgelere yönelik dört aletten oluşuyor. Sıkılaşma ve lenf drenajı işlevini yerine getiren hypoxi’nin vakumlama işlemi için özel geliştirilmiş bir giysisi var. Baş dışarıda kalacak şekilde giyiliyor. Vakumlama sistemiyle hafif tempoda spor yapan kullanıcılarının kan dolaşımını sorunlu bölgelere çekiyor. Yağın istenen bölgede yakılmasını sağlıyor. Karın çevresi, göbek, kalça ve basen gibi spor yapılsa dahi incelmeye dirençli bölgelerde kullanılıyor.

LPG: Selülit tedavisi

Alanında en önemli gelişmelerden biri sayılıyor. Uygulandığı bölgelerde kan dolaşımı ve lenfatik dolaşım artırıyor. Deriye esneklik kazandırıyor. Deriden kasa kadar tüm cilt altı dokuların yeniden şekillendirilmesinde kullanılıyor. Haftada 2-3 kez olmak üzere, toplam 16 seans uygulanıyor. Selülit tedavisi, vücut kontür düzeltmeleri ve lokal inceltmeler, sarkık derinin elastikiyetini artırma, liposuction sonrası iyileşme sürecini hızlandırma ve düzensizlikleri ortadan kaldırma amacıyla kullanılıyor.

QQN: Pasif jimnastikle form

Masajlı yatak ve sauna etkisi bir arada. Herhangi bir fiziksel uğraşı veya efor sarf etmeden, pasif jimnastikle forma girmeye yardımcı oluyor. Giderek artan ısı sayesinde vücuttan fazlalıkların atılmasını kolaylaştırıyor. Kan dolaşımını düzenliyor, vücutta biriken toksinlerin atılmasını sağlıyor. Sauna etkisi vücudun fiziksel dayanıklılığını artırıyor. Kısacası kullanıcı aslında dinlenme pozisyonundayken metabolizmasını hızlandırarak kalori yakmasını sağlıyor.