Güneş kremleri hakkında bilmeniz gerekenler


Güneş kremi olmadan geçirilen bir tatil düşünemiyoruz! Peki acaba güneş kremlerini ne kadar tanıyoruz? Güneş kremleri hakkında bilmeniz gerekenler modernkadında…

 

Güneş koruma kreminizi seçerken hangi unsurları göz önünde bulundurmalısınız? En çok bilinen ve dikkat edilen konu; genellikle SPF 30, SPF 50 olarak ayrılan, güneş koruma kreminin koruma değeri. Oysa konu güneş koruması olunca akılda tutulması gereken birçok unsur var. Kremlerin içinde ne yer alıyor? Yeterli miktarda uyguluyor musunuz? Tüm bu soruların cevabı yazımızda gizli!

 

Fiziksel güneş koruyucu ve kimyasal güneş koruyucu krem arasındaki fark nedir?

 

Fiziksel güneş koruyucular, görünmez bir kalkan gibi cildin üst tabakasında kalır ve sürüldükleri andan itibaren korumaya başlarlar. Kimyasal güneş koruyucuların etkisi ise 15 ile 30 dakika arasında başladığı için güneşe çıkmadan önce cilde yedirilip emilmesi beklenmelidir. Kimyasal koruyucuları fiziksel koruyuculardan ayıran en önemli nokta; fiziksel koruyucular cildin üst tabakasında kalırken, kimyasal koruyucular cilt tarafından emilirler.

 

Güneş kremi seçerken hangi içeriklere bakmalıyım?

 

Titanyum ve çinko oksit, UVA ve UVB ışınlarına karşı koruyan, FDA tarafından onaylanmış mineral güneş koruma filtreleridir. Fiziksel güneş koruyucu kremlerde kullanılan bu maddeler, cildin üstünde tabaka oluşturup güneş ışığını yansıtarak ışınların cildinize ulaşmasına izin vermezler. Aloe vera gibi cildi yatıştıran, C ve E vitamini gibi serbest radikallerin ve güneşin zararlarından karşı koruyan antioksidanlar da güneş kremlerinin içeriğinde yer alan diğer maddelerdir.

 

Hangi içeriklerden kaçınmalıyım?

 

Octisalate, Oxybenzone, Morexyl, ve Avobenzone gibi kimyasal ürünlerde bulunan içeriklerin sorunlara neden olduğu biliniyor. Ayrıca bazı kimyasal güneş koruyucular cilde nüfuz ederek kana karışıyor. Bu kremlerin içindeki maddeler birçok endokrin bozukluğuyla bağlantılı olduğundan alerjileri tetikleyebiliyor.

 

Ne zaman, ne kadar güneş koruyucu sürmeliyim?

 

Bir SPF test edildiğinde santimetrekare başına iki miligram krem kullanılır. Yani bu oran vücut için bir çay bardağı güneş koruyucu, yüz ve boyun için ise çay kaşığının yaklaşık üçte ikisi oranında güneş koruyucu krem demektir.

 

Güneş koruyucu kremi günde bir kere sürmenin yeterli olmadığını artık biliyorsunuzdur. Amerikan Dermataloji Akademisi’ne göre, güneş koruyucular hareket etmekten, sürtünmeden ve suyla temas etmekten kaynaklanabilecek olası koruma kaybına karşı her iki saatte bir tazelenmeli.

 

Sivilcelerle ilgili bunları biliyor musunuz?


Yaşımız kaç olursa olsun, zaman zaman sivilce problemi yaşayabiliriz. Sivilce, genç cilt-olgun cilt anlamaz!

Ergenlikte yaygın olmakla beraber sivilce problemi her yaşta görülebilir. Sivilce hakkında hepimizin az çok bilgisi var. Özellikle çeken bilir diyelim!

 

Siyah noktalardan sıkarak kurtulunabilir. – YANLIŞ

Kesinlikle hayır. Siyah noktalardan kurtulmak için özel olarak formüle edilmiş ürünlerle cildinizi sabah akşam yıkamak, siyah nokta temizleyici losyonlar ile silmek ve gözeneklerinizi tıkamayan bir nemlendirici kullanmak gerekir.

 

Çikolata yemek sivilcelere neden olur. – YANLIŞ

Çikolata, pizza ve kızartma gibi belli yiyecekler sivilcelere neden olmaz. Fakat bunları çok miktarda meyve ve sebze ile birlikte sağlıklı ve dengede yemek önemlidir. Sağlıklı beslenme cildinizi de sağlıklı yapar.

 

Makyaj temizleme ürünleri cildimizi temizlemek için yeterlidir. – YANLIŞ

Makyaj temizleme ürünleri makyajı temizler, ancak cildin derinlemesine temizliğe ihtiyacı vardır. Bu yüzden makyaj temizleme ürünlerinin yanında her gün iyi bir temizleme ürünü kullanılmalıdır.

 

Sivilceleri patlatmak izlere neden olur. – DOĞRU

Sivilceyi patlatmak, enfeksiyonun yayılmasına ve büyümesine neden olmanın yanında kalıcı izlere de yol açabilir.

 

Regl döneminde sivilceler artış gösterir. – DOĞRU

Bu dönemde hormon dengesi değiştiği in regl döneminden 2-7 gün önce sivilcelerin görülmeye başlaması normaldir.

 

Sivilce cildin kirlenmesinden kaynaklanır. – YANLIŞ

Sivilcenin tek nedeni cildin kirlenmesi değildir. Kir, yağ ve ölü hücreler gözenekleri tıkar ve kıl kökü dibinde yağ birikmeye başlar. Bu olay, cildin üzerinde kabartılar, beyaz ve siyah noktalar olarak adlandırdığımız problemleri meydana getirir. Tıkanmış kıl kökleri bakterilerin üremesini de destekleyici ortamlardır. Aşırı bakteri üremesi cildin yüzeyinde kabartı, kırmızılık veya sivilce görüntüleri oluşturur.

 

Cildimizi çok sıcak su ile yıkamak gereklidir – YANLIŞ

Çok sıcak su, yağ ve kirin gözeneklerden uzaklaştırılmasına yardımcı olur fakat cilt için iyi değildir.

 

Yüzünüzü günde 2 defadan fazla yıkayarak sivilcelerin sayısını azaltabiliriz. – YANLIŞ

Cildinizi çok sık yıkamanız cildinizi kurutacağı gibi sivilce problemini ciddileştirerek daha fazla sivilce oluşumuna sebep olabilir.

 

Cildiniz yağlandığında kurutmanız gerekir. – YANLIŞ

En önemli nokta cildinizi temiz tutmanızdır. Cildin yağ üretimi yaşamsal bir olaydır. Bu yüzden yağlı cildinizi kurutmak için günde 2 seferden fazla yıkamak, sivilcelere diş macunu sürmek, limon sıkmak cilde zarar verir.

 

Cilt çok yağlı beslendiğimiz için parlar. – YANLIŞ

Yetersiz cilt bakımı, hormonal değişiklikler, ergenlik, stres gibi faktörler yağ bezelerinden fazla sebum salgılanmasına ve cildin yağlanmasına neden olur.

Güneşten Korunma Rehberi


Dünyada her geçen gün artan cilt kanseri vakalarına karşı uzmanlar uyarıyor: Güneşten yaz-kış demeden tüm gün korunun! Özellikle yaz tatillerini deniz-kum-güneş üçgeninde geçirmek ve bronz bir tene sahip olmak için güneş altına serilmeye hazırlananlara…

2005 yılı verilerine göre Amerika’da her yıl 1 milyon kişinin cilt kanserine yakalandığını ve 9 bin 800 kişinin yine bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini biliyor musunuz?

 

Kış yorgunluğunu üzerinden atıp, yaz güneşinin tadını sağlıklı çıkarmak, cilt kanserinden hem kendinizi hem de gelecekteki neslinizi korumak için ne yapmak gerekir?

 

Cilt hastalıkları uzmanı Dr. Belma Bayraktar bu konudaki soruları cevaplandırdı. Kelebek’in bu faydalı haberini sizlerle paylaşıyoruz.

1.Güneşin zararlı etkileri neler?

Güneş ışınları deri üzerinde erken ve geç biyolojik değişikliklere yol açıyor. Erken dönemde güneş yanığı, alerjik reaksiyonlar, lekelenme ve deri kalınlaşması, geç dönemde ise deri yaşlanması ve deri kanserleri gelişimine sebep oluyor. Ayrıca güneşle tetiklenen bazı cilt hastalıkları da mevcut.

2. Güneşin en zararlı ışınları hangileri? Güneşe bağlı olarak ciltte ne gibi hasarlar görülebilir?

Güneşin en zararlı ışınları UVC ışınları. Bu ışınlar kanserojendir fakat pratikte yeryüzüne ulaşmadığı kabul edilir çünkü ozon tabakası tarafından tutulur. Ancak bu tabakanın delindiği ve ışınların Avustralya gibi ülkelerde yeryüzüne ulaşabildiği düşünülüyor.

 

UVA ışını pencereden geçtiği, her mevsimde mevcut olduğu ve dalga boyunun da uzun olduğu düşünülürse kaçınılması biraz zor bir ışın türü, bu yüzden yaz-kış güneş koruma kullanmalıyız. Hem UVA hem de UVB’nın kanserojen etkileri bulunuyor. Güneşe maruz kalmış cildin lekeli, kılcal damarları belirginleşmiş, kırışmış, kaba ve kuru bir görüntüsü vardır. Ayrıca elastik doku da etkilendiği için gevşemeye ve sarkmaya da müsaittir. Gözler de korunmazsa katarakt gelişebilir.

3.Cilt kanseri son 20 yılda bir önceki yıla göre yüzde dört oranında artış gösteriyor. Bu artışı durdurmak mümkün mü?

Cilt kanserleri gittikçe artmakta, bu olayda en önemli neden güneş ışınlarına maruz kalmaktır. Bunun yanı sıra kimyasallarla temas, stres, bağışıklık sistemin çökmesi, sigara ve alkol tüketimi, genetik faktörler de etkili bulunuyor.

 

Deri kanserleri ve deri yaşlanmasında güneş ışınlarının önemi anlaşıldıktan sonra güneşten korunmak çok önemli bir konu haline geldi. İlk 10 yaş içersinde alınan UV ışınlarının başta malign melanom (MM) olmak üzere deri kanserlerinin tohumlarının erkenden atılmasına neden olduğunun fark edilmesi nedeniyle korunmanın çocukluk çağlarında başlatılması, çok daha fazla önemli hale geldi.

 

UVB ve UVA koruyucularının hücre DNA hasarını, P53 gen mutasyonlarını, lipid peroksidasyonlarını önleyip, deri kanserlerinin gelişimini engelleyebildiği çalışmalarla gösterilmiştir. İlk 18 yaş içersinde en az 15 faktörlü bir koruyucunun istikrarlı kullanılması melanom dışı deri kanseri riskini %78 azaltır. Güneşe açık bölgeler cilt kanserlerinin en sık rastlanıldığı bölgeler olmakta, bu yüzden yaz-kış açık bölgelerimize gün boyu güneş koruma kullanmalıyız. Böylece güneşin yaşlanma etkilerinden de korunmuş oluruz.

5. Cilt kanseri riski altında olanlar kimler?

Tip1 dediğimiz beyaz tenli, açık renkli gözlü ve açık renk saçlı olanlar, ailesinde böyle bir hastalık geni taşıyanlar, açık havada, güneşte çalışanlar, uzun yıllar savunmasız güneş ışınlarına maruz kalmış olanlar, bağışıklığı düşük olanlar risk altındadır.

6. Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunabiliriz?

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için işe uygun giysi, şapka ve gözlükle başlamalıyız. Giysiler ıslanınca güneş koruma özelliği azalır. Şemsiye altında ve bulutlu havada da yanmak mümkündür, hatta deniz içinde bile. Bu yüzden uygun güneş koruyucu ürünün kullanılması çok önemlidir.

 

Bu hem UVA hem de UVB koruma içermeli, yüksek koruma faktörlü olmalı, suya, tere, neme dayanıklı olmalı, uzun süre etkisini devam ettirmeli, duyarlılık yapmamalıdır. Yeterli miktarda sürmek de çok önemlidir.(santimetre kareye 2 mg gibi)

7. Daha önce cilt kanseri geçirmiş olan hastalar güneşten nasıl korunmalı?

Daha önce cilt kanseri geçirmiş olanlar çok daha dikkatli olmalı, uzun süre dayanıklı tüm gün güneş koruyucu kullanmalı, bu koruyucuyu güneşe çıkmadan 15-20 dakika önce her tarafa eşit olarak ve belli bir kalınlıkta sürmeli, bununla da yetinmeyip şapka, gözlük, tişört giymeli, en önemlisi düzenli aralıklarla bir cilt hekimine giderek cildini kontrol ettirmeli, solaryum da kesinlikle yasaklanmalıdır.

 

Güneş ışınlarının dik geldiği 11:00-16:00 arası dışarı çıkmamalıdırlar.

8. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş kremi kullanmak yeterli mi?

Sadece güneş koruyucu sürmek yeterli değil, giysilerle de korunmaya yardımcı olunmalı. Şapka, gözlük, giysiye ek olarak düzenli aralıklarla güneş koruyucu tazelenmeli. Bu süre güneş koruyuculara göre değişebilir. Saat 10-11 ile 16:00 arası yazın gerekmedikçe dışarıda kalınmamalı, gölgeler tercih edilmeli, giysiler ıslandığında güneş koruma özelliklerinin azaldığı bilinmelidir.

 

Yaz mevsiminde beta karoten, C ve E vitamini gibi besin destekleri alınabilir. Çünkü bunlar, güneş ışınlarıyla oluşan serbest radikallerin nötralize edilmesine ve bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesine yardımcı olurlar. Çocukların korunması özellikle arz eder, bunlar için yüksek faktörlü fiziksel özellikli olanlar tercih edilmelidir. Mümkünse 1 yaş altındakiler direkt güneş ışınına maruz bırakılmamalıdır. Ayrıca güneş ve yapay ışınlara maruz kalındıktan sonra cildi besleyici nemlendiriciler kullanılmalıdır.

9. Siz güneş koruyucusu tavsiye ederken nelere dikkat ediyorsunuz?

-İyi tolere edilmeli, allerjik ve irritan olmamalı, renksiz, kokusuz, saydam, yağsız özelliklerle hoş bir kozmetik yapısı olmalı

-Deride yanma, batma yapmamalı, deriyi ve elbiseleri boyamamalı

-Hem UVA ve hem de UVB yi tutmalı

-Fotostabil olmalı

-Suya, tere, denize, kurulanmaya, ısıya dayanıklı olmalı

-Uçucu olmamalı

-Yüksek koruma faktörlü olmalı

-Deride kalıcılığı uzun olmalı

-Çok pahalı olmamalı

10. Piyasada çok fazla güneş kremi var, seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Hem UVA hem de UVB koruyuculuğu üzerinde yazıyor olmalı, en az 30 faktör koruma içermeli, güneşe, suya, kuma dayanıklı olmalı, renksiz, kokusuz, örtücülüğü iyi, sürülmesi rahat olmalıdır.

11. Güneşten korunmada yenilikler var mı?

Güneş koruyucularda son yıllarda lipozom teknolojisi kullanılarak üstün başarı sağlanmıştır. Lipozom, ikili lipid tabakası ile çevrilmiş ve iç kısmında bir sulu faz içeren küreciklerdir. Hem yağı hem de suyu seven maddeleri (örneğin ilaçlar ve UV filtreleri) yapılarında taşıyabilirler ve tüm hücreler tarafından emilebilirler. Yani ideal UV filtresi taşıyıcılarıdır. UV filtrelerinin hedeflenen tabakada uygun seviyede yoğunlaşması sağlanmış olur. Dayanıklı, güvenilir ve uzun süreli bir etki sağlanmış olur.

12. Lipozom teknolojisine sahip güneş kremlerinin diğer kremlerden farkı ne?

-UV filtrelerinin özelliklerini uzun süre koruyabilmesi ve etkilerini uzun süre devam ettirmesi

-UV filtrelerinin daha kolay tolere edilebilmesi ve istenmeyen etki riskinin azaltılmış olması

-Cildi nemli ve esnek hale getirmesi

-Suya, ışığa, ısıya, terleme ve kurulanmaya dayanıklı olması

-Sivilce yapmaması, tahriş etmemesi, allerjik olmaması, cildi nemlendirmesi

13. Güneşin zararlı ışınları ve cilt sağlığı ile ilgili eklemek istedikleriniz var mı?

Güneşin hep zararlı etkilerinden bahsettik, tabii ki güneşten korunmayı bilmek gerekiyor çünkü güneş aynı zamanda yaşam kaynağımız.

-Güneşin ısıtıcı ve terleme ile toksin attırıcı etkisi vardır.

-Güneş ciltte D vitamini sentezini sağlar. Normal olarak örtülü bölgelerin yaz boyunca haftada 2-3 kez 10-15 dakika güneşe maruz kalmaları, bu vitamin ihtiyacını karşılaması için yeterlidir. Yetersiz miktardaki D vitamini sentezinin çocuklarda raşitizme yol açtığı unutulmamalıdır.

-Antidepresan etkisi bilinmektedir.

-Bazı deri hastalıklarında tedavi edici etkisi bulunmaktadır. (Sedef hst,Atopik Dermatit,yeni doğan sarılığı gibi)

-Zararlı mikropları yok eder.

 

Plaj Güzeli Olmak İçin 9 Tavsiye


Fiziksel olarak en donanımsız halimizin plajda olduğunu düşünürsek, biraz takviye gerekli olabilir. O halde plaj güzeli olmak için neler yapmak gerek, okuyalım!

“Plajda da mı bakımlı olmak zorundayım!” diyenler çıkabilir aranızdan, elbette değilsiniz. İstemeyenler bir yana, isteyenler beri gelsin o halde! Her daim bakımlılara güzel önerilerimiz var.

 

Güzel bir pedikür şart

Plajda ayaklarınızı sere serpe dolaştırırken, onları renksiz bırakmayın sakın! Tatlı bir pembe, ateşli bir mercan rengi, yanık teninizle harika uyum sağlar.

Pedikürü gösteren de ojedir, unutmayın.

 

Kirpiklere destek lütfen 

Belirli bir süre çıkmayan, yapışkan kirpiklerden taktırabileceğiniz gibi, suda çıkmayan maskaralar ile de kirpiklerinizi uzun ve gür gösterebilirsiniz.

Bir kadının kaşı ve kirpiği onun en güzel vitrinidir!

 

Sıcak yaz kokusu

Parfüm tazelemenin tam zamanı! Yaza uygun sıcak ve canlı bir koku kullanmak gerek…

 

Mutlu hissettirecek saç rengini bul

Saçlarımızın rengiyle oynamak her zaman ruhumuza iyi gelir. Özellikle yaz ayları bu konuda deneme yapmak için oldukça uygun. Ten rengimizde ışıl ışıl parlarken…

 

Selülite karşı kuru fırçalama

Bronz tende cilt kusurları daha az görünür derler ki, kesinlikle doğrudur. Ne var ki, selülit iflah olmaz bir problemdir ve görüntüyü bozar. Selülit sorunu yaşayan kadınlara bir önerimiz, kuru cilt fırçalama yöntemi.

Öneri: Kuru cilt fırçalama düzenli uygulandığında inanılmaz faydaları olan basit bir teknik. Uzun saplı bir fırça gerek. Ayrıca fırçanın keçi veya domuz tüyü ya da sebze lifleri gibi doğal kıllardan yapılmış olmasına özen göstermelisiniz. Cildinizi günde bir kere tercihen banyodan önce fırçalayın. Basen ve kalçada yukarıya doğru fırçalama yapın. Midede biraz daha nazik şekilde saat yönünde dairesel fırçalama ya­pın.

 

Yüze özel koruma gerek

Yüzünüzü her zaman yüksek koruma faktörlü kremler ile koruyun. Böylece çillenme, lekelenme gibi problemler yaşamazsınız. Ne kadar yanarsanız yanın, her zaman tehlike vardır; yüzünüzde güneşe bağlı hasarlar koyulaştıktan sonra da oluşabilir.

 

Sevimli yaz örgüsü

Yazın sıcağında ensenizi pişirmeyecek ve oldukça da güzel görünecek bir saç örgüsü süper fikir cidden!

Nemlendirin, nemlendirin ve nemlendirin

Bacaklarınızı her gün nemlendirmeyi ihmal etmeyin. Yazın en nemsiz kalan ve güneşten kuruyan yerlerimizden biri bacaklarımız.

 

Mat pembe ruj efsanesi

Kumsalda ruj sürülmez mi? Gayet de sürülür. Hem dudaklarınız da nemlenmiş olur böylece.

Güneşten Korunma Rehberi


Dünyada her geçen gün artan cilt kanseri vakalarına karşı uzmanlar uyarıyor: Güneşten yaz-kış demeden tüm gün korunun! Özellikle yaz tatillerini deniz-kum-güneş üçgeninde geçirmek ve bronz bir tene sahip olmak için güneş altına serilmeye hazırlananlara…

2005 yılı verilerine göre Amerika’da her yıl 1 milyon kişinin cilt kanserine yakalandığını ve 9 bin 800 kişinin yine bu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini biliyor musunuz?

Kış yorgunluğunu üzerinden atıp, yaz güneşinin tadını sağlıklı çıkarmak, cilt kanserinden hem kendinizi hem de gelecekteki neslinizi korumak için ne yapmak gerekir?

Cilt hastalıkları uzmanı Dr. Belma Bayraktar bu konudaki soruları cevaplandırdı. Kelebek’in bu faydalı haberini sizlerle paylaşıyoruz.

1.Güneşin zararlı etkileri neler?

Güneş ışınları deri üzerinde erken ve geç biyolojik değişikliklere yol açıyor. Erken dönemde güneş yanığı, alerjik reaksiyonlar, lekelenme ve deri kalınlaşması, geç dönemde ise deri yaşlanması ve deri kanserleri gelişimine sebep oluyor. Ayrıca güneşle tetiklenen bazı cilt hastalıkları da mevcut.

2. Güneşin en zararlı ışınları hangileri? Güneşe bağlı olarak ciltte ne gibi hasarlar görülebilir?

Güneşin en zararlı ışınları UVC ışınları. Bu ışınlar kanserojendir fakat pratikte yeryüzüne ulaşmadığı kabul edilir çünkü ozon tabakası tarafından tutulur. Ancak bu tabakanın delindiği ve ışınların Avustralya gibi ülkelerde yeryüzüne ulaşabildiği düşünülüyor.

UVA ışını pencereden geçtiği, her mevsimde mevcut olduğu ve dalga boyunun da uzun olduğu düşünülürse kaçınılması biraz zor bir ışın türü, bu yüzden yaz-kış güneş koruma kullanmalıyız. Hem UVA hem de UVB’nın kanserojen etkileri bulunuyor. Güneşe maruz kalmış cildin lekeli, kılcal damarları belirginleşmiş, kırışmış, kaba ve kuru bir görüntüsü vardır. Ayrıca elastik doku da etkilendiği için gevşemeye ve sarkmaya da müsaittir. Gözler de korunmazsa katarakt gelişebilir.

3.Cilt kanseri son 20 yılda bir önceki yıla göre yüzde dört oranında artış gösteriyor. Bu artışı durdurmak mümkün mü?

Cilt kanserleri gittikçe artmakta, bu olayda en önemli neden güneş ışınlarına maruz kalmaktır. Bunun yanı sıra kimyasallarla temas, stres, bağışıklık sistemin çökmesi, sigara ve alkol tüketimi, genetik faktörler de etkili bulunuyor.

Deri kanserleri ve deri yaşlanmasında güneş ışınlarının önemi anlaşıldıktan sonra güneşten korunmak çok önemli bir konu haline geldi. İlk 10 yaş içersinde alınan UV ışınlarının başta malign melanom (MM) olmak üzere deri kanserlerinin tohumlarının erkenden atılmasına neden olduğunun fark edilmesi nedeniyle korunmanın çocukluk çağlarında başlatılması, çok daha fazla önemli hale geldi.

UVB ve UVA koruyucularının hücre DNA hasarını, P53 gen mutasyonlarını, lipid peroksidasyonlarını önleyip, deri kanserlerinin gelişimini engelleyebildiği çalışmalarla gösterilmiştir. İlk 18 yaş içersinde en az 15 faktörlü bir koruyucunun istikrarlı kullanılması melanom dışı deri kanseri riskini %78 azaltır. Güneşe açık bölgeler cilt kanserlerinin en sık rastlanıldığı bölgeler olmakta, bu yüzden yaz-kış açık bölgelerimize gün boyu güneş koruma kullanmalıyız. Böylece güneşin yaşlanma etkilerinden de korunmuş oluruz.

5. Cilt kanseri riski altında olanlar kimler?

Tip1 dediğimiz beyaz tenli, açık renkli gözlü ve açık renk saçlı olanlar, ailesinde böyle bir hastalık geni taşıyanlar, açık havada, güneşte çalışanlar, uzun yıllar savunmasız güneş ışınlarına maruz kalmış olanlar, bağışıklığı düşük olanlar risk altındadır.

6. Güneşin zararlı etkilerinden nasıl korunabiliriz?

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için işe uygun giysi, şapka ve gözlükle başlamalıyız. Giysiler ıslanınca güneş koruma özelliği azalır. Şemsiye altında ve bulutlu havada da yanmak mümkündür, hatta deniz içinde bile. Bu yüzden uygun güneş koruyucu ürünün kullanılması çok önemlidir.

Bu hem UVA hem de UVB koruma içermeli, yüksek koruma faktörlü olmalı, suya, tere, neme dayanıklı olmalı, uzun süre etkisini devam ettirmeli, duyarlılık yapmamalıdır. Yeterli miktarda sürmek de çok önemlidir.(santimetre kareye 2 mg gibi)

7. Daha önce cilt kanseri geçirmiş olan hastalar güneşten nasıl korunmalı?

Daha önce cilt kanseri geçirmiş olanlar çok daha dikkatli olmalı, uzun süre dayanıklı tüm gün güneş koruyucu kullanmalı, bu koruyucuyu güneşe çıkmadan 15-20 dakika önce her tarafa eşit olarak ve belli bir kalınlıkta sürmeli, bununla da yetinmeyip şapka, gözlük, tişört giymeli, en önemlisi düzenli aralıklarla bir cilt hekimine giderek cildini kontrol ettirmeli, solaryum da kesinlikle yasaklanmalıdır.

Güneş ışınlarının dik geldiği 11:00-16:00 arası dışarı çıkmamalıdırlar.

8. Güneşin zararlı ışınlarından korunmak için güneş kremi kullanmak yeterli mi?

Sadece güneş koruyucu sürmek yeterli değil, giysilerle de korunmaya yardımcı olunmalı. Şapka, gözlük, giysiye ek olarak düzenli aralıklarla güneş koruyucu tazelenmeli. Bu süre güneş koruyuculara göre değişebilir. Saat 10-11 ile 16:00 arası yazın gerekmedikçe dışarıda kalınmamalı, gölgeler tercih edilmeli, giysiler ıslandığında güneş koruma özelliklerinin azaldığı bilinmelidir.

Yaz mevsiminde beta karoten, C ve E vitamini gibi besin destekleri alınabilir. Çünkü bunlar, güneş ışınlarıyla oluşan serbest radikallerin nötralize edilmesine ve bağışıklık sisteminin kuvvetlendirilmesine yardımcı olurlar. Çocukların korunması özellikle arz eder, bunlar için yüksek faktörlü fiziksel özellikli olanlar tercih edilmelidir. Mümkünse 1 yaş altındakiler direkt güneş ışınına maruz bırakılmamalıdır. Ayrıca güneş ve yapay ışınlara maruz kalındıktan sonra cildi besleyici nemlendiriciler kullanılmalıdır.

9. Siz güneş koruyucusu tavsiye ederken nelere dikkat ediyorsunuz?

-İyi tolere edilmeli, allerjik ve irritan olmamalı, renksiz, kokusuz, saydam, yağsız özelliklerle hoş bir kozmetik yapısı olmalı

-Deride yanma, batma yapmamalı, deriyi ve elbiseleri boyamamalı

-Hem UVA ve hem de UVB yi tutmalı

-Fotostabil olmalı

-Suya, tere, denize, kurulanmaya, ısıya dayanıklı olmalı

-Uçucu olmamalı

-Yüksek koruma faktörlü olmalı

-Deride kalıcılığı uzun olmalı

-Çok pahalı olmamalı

10. Piyasada çok fazla güneş kremi var, seçerken nelere dikkat etmeliyiz?

Hem UVA hem de UVB koruyuculuğu üzerinde yazıyor olmalı, en az 30 faktör koruma içermeli, güneşe, suya, kuma dayanıklı olmalı, renksiz, kokusuz, örtücülüğü iyi, sürülmesi rahat olmalıdır.

11. Güneşten korunmada yenilikler var mı?

Güneş koruyucularda son yıllarda lipozom teknolojisi kullanılarak üstün başarı sağlanmıştır. Lipozom, ikili lipid tabakası ile çevrilmiş ve iç kısmında bir sulu faz içeren küreciklerdir. Hem yağı hem de suyu seven maddeleri (örneğin ilaçlar ve UV filtreleri) yapılarında taşıyabilirler ve tüm hücreler tarafından emilebilirler. Yani ideal UV filtresi taşıyıcılarıdır. UV filtrelerinin hedeflenen tabakada uygun seviyede yoğunlaşması sağlanmış olur. Dayanıklı, güvenilir ve uzun süreli bir etki sağlanmış olur.

12. Lipozom teknolojisine sahip güneş kremlerinin diğer kremlerden farkı ne?

-UV filtrelerinin özelliklerini uzun süre koruyabilmesi ve etkilerini uzun süre devam ettirmesi

-UV filtrelerinin daha kolay tolere edilebilmesi ve istenmeyen etki riskinin azaltılmış olması

-Cildi nemli ve esnek hale getirmesi

-Suya, ışığa, ısıya, terleme ve kurulanmaya dayanıklı olması

-Sivilce yapmaması, tahriş etmemesi, allerjik olmaması, cildi nemlendirmesi

13. Güneşin zararlı ışınları ve cilt sağlığı ile ilgili eklemek istedikleriniz var mı?

Güneşin hep zararlı etkilerinden bahsettik, tabii ki güneşten korunmayı bilmek gerekiyor çünkü güneş aynı zamanda yaşam kaynağımız.

-Güneşin ısıtıcı ve terleme ile toksin attırıcı etkisi vardır.

-Güneş ciltte D vitamini sentezini sağlar. Normal olarak örtülü bölgelerin yaz boyunca haftada 2-3 kez 10-15 dakika güneşe maruz kalmaları, bu vitamin ihtiyacını karşılaması için yeterlidir. Yetersiz miktardaki D vitamini sentezinin çocuklarda raşitizme yol açtığı unutulmamalıdır.

-Antidepresan etkisi bilinmektedir.

-Bazı deri hastalıklarında tedavi edici etkisi bulunmaktadır. (Sedef hst,Atopik Dermatit,yeni doğan sarılığı gibi)

-Zararlı mikropları yok eder.

 

Yaza hazırlık: Kışın Yapılacak Vücut Bakımları


Evet, yaz kapıda! Geç kalmadan zayıflamanın, selülitlerden kurtulmanın yolları Modern Kadın da. Naturabella’dan Medikal Estetik Doktoru Neslihan İbrahimoğlu, şimdiden yaptırmamız gereken vücut bakımlarını anlattı.

Diyete başladınız ama kilo veremiyorsunuz. Tüylerinizden de biran önce kurtulmanız lazım. Bölgesel fazlalıklarınız var, ne yapmak lazım?

Bu soruların yanıtları bizde! İşte, yaza bomba gibi bir vücutla girmenin yolları…

Lazer epilasyon

İstenmeyen tüylerden kurtulmak için öncelikle lazer epilasyona başlamalısınız. Çünkü yazın lazer uygulanmıyor. Yanık tende lazer uygulaması sonucu meydana gelen yanıklar lazere bağlı en önemli komplikasyondur. Aslında lazere başlamak için en uygun zaman, yaz sonrası. Cildiniz bronzluktan arınıp, normal rengine döndüğü zaman. Ama henüz geç kalmış sayılmazsınız, nasılsa yaza daha var!

Unutmayın, lazer epilasyon oldukça ciddi bir iştir. Lazer uygulaması yapılan merkezlerde Sağlık Bakanlığının verdiği uygunluk belgesi o işyerinde asılı bulunmalıdır. Mutlaka doktor bulunmalıdır. Kıl ve renk durumuna göre doğru seçimler ve doğru uygulamalar yapılmalıdır. Doğru ellerde kıllarınızdan sağlıklı ve etkin şekilde kurtulursunuz.

Bölgesel incelme

Diyetisyen kontrolünde zayıflamaya başladınız, diyet yapıyorsunuz ama bölgesel fazlalıklarınız duruyor. Ayrıca selülit de sadece diyetle çözülecek bir sorun değil. Bölgesel fazlalıklardan ve selülitlerden kurtulma yollarına bakalım şimdi…

İşte, en etkili ve en yeni tedavi yöntemleri:

Karboksiterapi

Karbondioksit (co2) gazının tedavi amaçlı deri altına enjekte edilerek dolaşımın ve dokudaki bölgesel metabolizmanın hızlandırılması işlemidir. Karboksiterapi özellikle selülit tedavisinde son derece etkili bir yöntem olarak kullanılıyor.

Co2 gazının tedavi amaçlı deri altına enjekte edilmesine dayanan yeni basit ve etkisi ispatlanmış bir yöntemdir. Uygulama selülit, portakal kabuğu görünümü, yara izi uygulaması, bölgesel zayıflama, varis ülserleri, sedef hastalığı, boyun ve el üzeri kırışıklık uygulaması ve doğum sonrası oluşan çatlaklarda da kullanılıyor.

 

– Mikro dolaşımda damar genişlemesini arttırır

– Kılcal damar kan akışını arttırır ve hızlandırır

– Yağ dokusunda yağ eritici (lipolitik)etkisini arttırır

– Yüzeye yakın dokuların oksijen kullanma potansiyelini arttırır.

 

Thermo-C

Radyofrekans Led (süper intense) kriyoterapi ve vakum terapi ilk seanstan itibaren belirgin bir sıkılaştırma ve selülit tedavisine olanak sağlayan en son teknolojik cihaz. Gerek yüz gerekse vücut için gerekli bir dizi bakım işlemlerini aynı anda ve tek bünyede yapabiliyor.

 

Yararları neler?

Yüz bölgesinde kolajen yapılandırılması ve cildin gerginleştirilmesi için kullanılıyor. Vücutta ise istenmeyen yağlardan kurtulma, doku toparlanması, selülit, çatlak tedavisi, bölgesel incelme, vücudun şekillendirilmesi ve gerginleştirilmesini sağlıyor.

 

Uygulama esnasında acı söz konusu değil. Tam aksine uygulamanın son derece rahatlatıcı ve gevşetici bir özelliği var. Isı etkisiyle kişilerin uygulama esnasında gevşeyip uyudukları da söylenebilir.

Lipocav

Ultrakavitasyon adı verilen çok yeni bir teknoloji ve çok özel bir ultrason sistemidir. Kavitasyon sıvı veya yağ dokusuna elastik dalga boyu uygulanmasıyla sürekli büyüyen baloncuklar oluşturur. Belirli bir boyuta eriştikten sonra şişen bu yağ hücreleri şok dalgaları ile içe doğru patlayarak enerji formuna dönüşerek yok olurlar. Kavitasyon yöntemi ile: 1. hücreler arası boşlukların drenajı sağlanarak fizyolojik yapısı iyileştirilir. 2. başlangıçta yağ hücreleri arasındaki bağları zayıflatır ve kopartır ki biz buna çözülme etkisi diyoruz. 3. Daha sonra yağ hücrelerinin çeperlerini zayıflatıp parçalar.

 

Yerleşmiş bölgesel yağları parçalayıp eritmek, selülitli bölgeleri yok etmek amacıyla kullanılan güçlü bir sistemdir.

 

Ultrakavitasyon yöntemi son derece kuvvetli bir uygulamadır. Uygulama esnasında ve sonrasında birkaç saat kadar süren hafif bir ısı hissedilebilir. Onun dışında ağrı ve acı söz konusu değildir.

Mezoterapi

Kelime anlamı, orta deri tedavisidir. Problemli bölgelere 4-6 mm uzunluğunda çok ince iğneler kullanılarak bitkisel ilaçlar enjekte edilir.

Kullanım alanları:

– Selülit

– Bölgesel zayıflama

– Saç dökülmesi

– Ergenlik ve hamilelikte oluşan çatlaklar

– Yüz gençleştirme, yara izleri

– Mezolifting

 

LPG

Uygulanan bölgede vücudunuza vakum yapıyor, kan dolaşımı arttırarak ve lenf drenaj yaparak bağ dokusuna ve yağ dokusuna etki ediyor. Gevşeyen bağ dokusunu gererek vücudu sıkılaştırıyor. Bölgesel toplanmış yağ katmanlarına derinlemesine etki yaparak, diyetle kilo verirken kilonun sorunlu bölgeden gitmesini sağlıyor. Bu sayede yüksek kilo verme durumunda çok fazla sarkma olmamasını sağlıyor. Ayrıca vücudun belli bölgelerinde oluşan selülitlere de gözle görülür bir iyileşme sağlıyor.

 

Not: LPG nin hiçbir yan etkisi yoktur.Hatta seanslardan sonra vücudunuza hoş bir rahatlama hissediyorsunuz. Sonuçta vücudunuza vakum yapılıyor.

Slim Up

6 infrared ışık kaynağından çıkan ışınlar, deri tabakalarını geçerek derin dokularda ısı artışı sağlıyor. Böylece kan dolaşımını uyarıyor ve dokudaki yağ metabolizması artıyor.

 

Vücudun şekillenmesinde çok yönlü faydalar sağlıyor. Karın, kalça ve bacaklardaki lokalize yağları azaltıp, kasları sıkılaştırıyor. Portakal kabuğu görüntüsünde azalma sağlıyor, vücudu şeklendiriyor, kalçalarda incelme sağlıyor. Metabolizmayı hızlandırarak kilo kaybettiriyor, kan ve lenf dolaşımını arttırıyor, drenaj sağlıyor. 15 seansta 2 beden birden incelmek hayal değil.

 

Slim Up tedavi sonucu:

– Kalça,karın ve bacak kasları sıkılaşır,bu bölgelerdeki yağ dokusu azalır ve incelme sağlar.

– Selülit görümünü giderir.

– Metabolizmanın hızlanması sonucu bölgesel incelme sağlar.

– Kan ve lenf dolaşımında artış olur.

 

Kış Mevsimini Karşılarken Tepeden Tırnağa Güzelleşme Tüyoları


Güzellik, kadınların yüzyıllardır değişmeyen ortak tutkusu. Bu uğurda her türlü zahmete katlanmaya da razıyızdır aslında. Oysa güzelleşmek için mutlaka neşter altına yatmanız ya da laboratuarlara girip yeni karışımlar keşfetmenize gerek yok! Bazı basit bakım yöntemleriyle tepeden tırnağa güzelleşmenin mümkün. İşte kadınlara güzellik tüyoları, Modern Kadın Farkıyla

Saçlara Yağ ve Yumurta

Yazın güneş, deniz ve havuz suyu da saçların nem kaybına uğramasına, renk açılmasına yol açabilir. Özellikle boyalı saçları olanlarda zararlar daha fazla gerçekleşir. Bone kullanımı bu sorunları engellemesi açısından çok önemlidir.

Saç bakım ürünlerinin UV filtresi içermesi de koruma sağlar.

Kaliteli saç ürünleri kullanmaya özen gösterin. Zira şampuan ve saç ürünlerinin ‘ammonium laurel sulfate’ ya da silikon içerenleri saçınızı kurutarak daha kolay kırılmasına neden olabiliyor.

Kurumuş ve yıpranmış saçlarımıza parlaklık vermek ve beslemek için ise zeytinyağı, hintyağı gibi yağlardan ve protein açısından da yumurtadan yararlanabilirsiniz. Üstelik bu uygulamalar, uzun yılardır kadınların güzellik bakımında tercih ettikleri doğal yöntemler olmuştur.

Tırnaklar da Nem İster

Tırnaklarınızın kırılmaması ve estetik görünümünü koruması için temizlik yaparken kullandığınız deterjanlardan eldiven takın.

Tırnaklara alkol içeren losyonlar kullanmaya özen gösterin.

Beslenmenizde; demir, kalsiyum, potasyum, çinko, B vitamini içeren yiyecekler ve bol su tüketmeye özen gösterin.

Korumanın yanı sıra tırnak kenarlarını hafif fırçalayarak kan dolaşımını hızlandırabilir, çevresine besleyici kremlerle masaj uygulayarak güçlenmelerine yardımcı olabilirsiniz.

Tırnak çevresini sürekli nemlendirmek ve kurumasını engellemek şeytan tırnaklarını önler.

Eski ojenizi çıkarırken kullandığınız asetonun nemlendirici özelliği olmasına da dikkat edin. Böylece tırnaklarınızı de beslemiş olursunuz.

Tırnaklarınızı çok fazla dipten kesmemeye dikkat edin.

Tırnaklarınızı sadece tek bir yönde törpüleyin; ileri ve geri törpülemek tırnaklarınızı daha güçsüzleştireceğinden kırılmalara ve çatlamalara yol açacaktır.

Unutmayın ki; ojesiz tırnaklar korunmasızdır, bu yüzden koyu renkleri sevmeseniz de, en azından bir kat cila sürmeyi ihmal etmeyin.

Mükemmel görünüme süreklilik kazandırmak isteyen kadınlar, protez tırnak kullanmayı tercih edebilirler. Kırılma ve çatlama sorunu olanlarda kötü görüntüyü hızla düzelten bu yöntem 6 ay kadar kalabiliyor. Yaklaşık 2 saat süren uygulamada akrilik veya jel kullanılabiliyor.

Boynunuz Yaşınızı Ele Verir

Yaşı ele veren boynunuzun kuğu gibi olmasını istiyorsanız, öncelikle boyun kaslarınızın çalıştırmanız çok önemli. Boyun kaslarına gereken özen gösterilmezse yatay çizgilenme oluşur. Yapacağınız boyun egzersizleriyle kasların iyi çalışması sayesinde boyun bölgesi gerginliğini korur.

Boyun derisi yumuşak ve yağ oranı açısından fakirdir; bu dengenin sağlanması açısından da kasların iyi çalışması son derece önemlidir.

Boyun derisinin kurumaması çok önemli. Boyun bakımı için üretilen kremler dokuları beslediği gibi, ölü hücreleri de yok eder. Aynı zamanda kırışıklıkların oluşumunu da engeller.

Boynu uzun süre güneşte tutmak da son derece zararlıdır. Eğer uzun süre güneşte kalacaksa, mutlaka boyun derisini güneşten koruyacak bir krem kullanılmalıdır.

Boynunuza bakım yaparken; geceleri yatmadan önce tonik ardından da besleyici bir krem uygulamalısınız. Krem, cildinizin yorgunluğunu giderir ve daha canlı kalmasını sağlar. Bütün bunlardan sonra cildinize masaj yapabilirsiniz. Masaj hem rahatlatacak, hem de sıkılaşmasını sağlayacaktır.

Boyun bölgesinin bir fırça yardımıyla fırçalanması deriye esneklik kazandırır. Fırça kan dolaşımını artırır ve daha sonra sürülecek maddelerin deri altına sızmasını sağlar. Ancak kesinlikle naylon fırça kullanılmamalı!

Cildiniz Birkaç Dakiyayı Hakkeder!

Yaşımıza ve cilt tipimize göre bakım ürünleri kullanarak yapacağımız bakımlarla cildimize sağlık, parlaklık ve canlılık kazandırmamız mümkün. Unutmayın; günde birkaç dakikanızı ayırarak cildinizin sağlıklı ve genç kalmasını sağlayabilirsiniz.

Bakımın ilk basamağı temizliktir ve asla ihmal edilmemesi gerekir. Cilt temizlenmeden kullanılan kremlerden yeterince yararlanılamaz.

Düzenli olarak uyguladığınız peeling, cildinizi aydınlatır. Peeling ürünüyle dairesel hareketler yaparak nazik bir şekilde baskı uygulayın ve masaj yapın. Ardından cildinizi suyla temizleyin.

Cildimizi uygun bir nemlendiriciyle nemlendirmek ve aynı nemlendiricinin anti-aging özeliklerinden faydalanmak mümkündür.

Günlük bakımların yanı sıra, aylık uygulanan cilt bakımları da cilt sağlığına olumlu katkı sağlar. Sivilceli ciltlerin tedavisinde de çok etkili olan cilt bakımları, aynı zamanda ilerleyen yıllarla birlikte kaybedilenleri yerine koymak için de bulunmaz fırsattır.

Dudakları Çatlatmayın

Dudaklarınızın güzel görünmesini istiyorsanız her şeyden önce kurumasını ve çatlamasını önlemelisiniz. Unutmayın; bakımlı dudaklar güzelliğinizin önemli bir tamamlayıcısıdır.

Bunun için yanınızda taşıyacağınız bir çatlak kremini (lipstick) gerektiğinde sürmeniz yeterli olacaktır.

Özellikle kışın, ruj seçiminizi dudak koruyuculu olanlardan yapmalısınız.

Makyaja başladığınızda dudaklarınız çatlak olmamalı, çünkü bunu bir anda gideremezsiniz.

Dik Göğüsler İçin Önce Sıcak Sonra Soğuk Duş

Göğüs bölgesini sık sık nemlendirmeyi ihmal etmeyin.

Sutyen alırken sıkı olmamasına dikkat edin ve alttan destekli olanları tercih edin.

Önce sıcak sonra soğuk duş alın.

O bölgenin hassasiyetine ve ihtiyacına uygun ürünler tercih edin.

Yastık seçimine çok özen gösterin.

Sandalyeye sırtınızı dayayarak dik oturun.

Bacaklara UV Korumalı Krem

Bacakların sağlıklı bir cilt görünümüne kavuşması, ancak iyi bir kan dolaşımına sahip olmakla mümkündür. Dolaşımı artırmanın sağlamanın en iyi yolu ise masaj ve spor yapmaktır.

Egzersiz; kan akımını hızlandırır, bacak kaslarınızı besler, gerginlik ve sıkılık sağlar. Kasları çalıştıracak, ancak aşırı gelişimine neden olmayacak sporlar, güzel bir bacak görünümü sağlar. Yürüyüş, step, aerobik ve yüzme önerilebilir.

Yürüyüşte kullanacağınız ayakkabıların rahat olmasına dikkat edin.

Egzersiz sonrası kaslarda biriken atık zararlı maddelerin atılımı için iyi bir dinlenme gereklidir. Yorgun bacaklarınızı mutlaka dinlendirin. Uygun bir yere uzanın ve bacaklarınız kalbiniz seviyesinde olsun. .

Ayağınızı, bacaklardan başlayıp topuğa dek kremleyin.

Eğer bacağınızın cildi pürtüklü ise bitkisel sütler ile daha güzel bir görünüme sahip olabilirsiniz.

Yüzünüze gösterdiğiniz özeni mutlaka bacaklarınıza da göstermelisiniz. Kullanacağınız ürünlerin güneşin zararlı etkilerinden koruması için mutlaka UV filtresi içermesi gerekir.

Ayaklarınızı Masajla Rahatlatın

Vücut ağırlığını taşıyan, bütün günü ayakkabı içinde geçiren ayaklar bakıma en çok ihtiyaç duyan bölgelerden biridir. Akşam eve yorgun gelen ayakların masajla rahatlatılması, hem sağlık hem de kişinin rahatı açısından önemlidir. Bu amaçla üretilen masaj aletleri kullanılarak ayaklarınızı rahatlatabilirsiniz. Refleks noktalarına da masaj yapabilen aletler, toksinlerin atılmasını da sağlıyor.

Masaj sonrasında, ayaklara yönelik üretilen bir bakım kremiyle ayaklarınızı nemlendirerek bakımınızı tamamlayabilirsiniz.

Tırnaklarınızı kesinlikle çok kısa kesmeyin. Özellikle düz kesmeye özen göstererek, batık oluşumunu engelleyebilirsiniz.

Mantar gibi hastalıklardan korunmanız açısından da pedikür yaptırırken kendi özel aletlerinizi kullanmayı tercih edin.

Deride kalınlaşma ve nasırlaşma eğilimi olan ayaklarda, ölü hücrelerden arındırma önemli bir adımdır. Uygun ürünlerle yapılan düzenli bakımla, ayak tabanındaki deri kalınlaşması ve nasırlaşma belirli oranda azaltılabilir. Bu ürünlere rağmen sorun oluşuyorsa, doktor tavsiyesi ile daha farklı uygulamalara gereksinim duyulabilir.

Ayaklardaki terlemeden ve kokudan, günümüzde artık sunulan çok fazla ürün çeşidiyle kurtulabilirsiniz.

Yeni yıl öncesine özel güzellik iksirleri


Yeni yıla yaklaşırken cildinizde yenilikler için doğal yöntemleri denemelisiniz. Çünkü bu yıl gençlik ve bakımda doğal yolların çok daha fazla öne çıktığı bir yıl olacak!

Cildin özünde mükemmel bir canlılık yaratan, bakımını teşvik eden ve derinin güzelliğini koruyan saf doğal bakım kürleri artık bütün kadınların gündeminde.

Bazı doğal besinler ve tabiattaki bitkileri kullanarak elde edilen bakım malzemelerinde herhangi bir kimyasal içerik bulunmuyor. Organik tarım kanalıyla elde ediliyor veya doğada yetişiyor. Üstelik çok ucuz. Diğer kimyasal kozmetiklerin kullanımında ise cilt gereksiz kimyasallara maruz kalıyor. Birçok kadın, ‘en iyi’ olarak lanse edilen bazı kremleri büyük paralarla satın alıyor; umutla sonuç bekliyor fakat bir türlü beklediğine kavuşamıyor. Ancak bunun alternatifi var: Doğal güzellik yolları. Katkısız olan, tabiattan saf olarak elde edilen her şey 2012’de daha önem kazanacak. Aynı zamanda kış havasının etkilerinin deride yarattığı olumsuzluklarla ancak doğal yöntemlerle başa çıkabilirsiniz.

İşte sizlere yepyeni bir cilde kavuşmak için bazı doğal yöntemler:

Parlak bir cilt için: Yarım avokado, 1 çay kaşığı bal, 1 çorba kaşığı lor peynirini karıştırın; içine birkaç damla limon sıkın ve yüzünüze sürün. 15 dakika sonra yıkayın.

Cildi canlandırmak için: 1 çorba kaşığı kurutulmuş biberiye ve papatya çiçeğini (2’şer yemek kaşığı) sıcak suya koyun ve demleyin. 15 dakika kaynar suda kalsın. Bu suyla her akşam cildinizi pamuk yardımıyla silip öyle yatın. Bu suyu buzdolabında saklayıp her akşam uygulayın.

Cilde C vitamini kazandırmak için: Kış aylarında, C vitaminin cilt için çok iyi bir şey olduğunu unutmayın. Çok fazla C vitamini barındıran kuşburnunu demleyin ve bu tonikle cildinizi silin.

Vücut bakımı için: Bir bardak badem yemişini öğütün; içine gül yağı katın. Duş öncesi bu maske ile vücut derisine masaj yapın. Gülyağı doğal cilt tonunu korumaya yardımcı olur ve cilt hücrelerini yeniden yapılandırmada etkilidir.

Yumuşak eller için: Sıcak bal, limon ve salatalık rendesi karışımı elleri yumuşatır. Ellerde iyi sonuç almak için bu karışımı 15-20 dakika elinizde bekletin.

Kadifemsi bir ten için: Birkaç damla papatya yağı ile doğal yoğurt karışımını cilde uygulamak tene güzel ve canlı bir görünüm kazandırır.

Kuru dirsek ve dizler için: Eğer dirseklere dikkat etmezseniz kurur ve zamanla orada kötü bir deri oluşur. Kuru, pullu, tahrişten dolayı kırmızıdır bu bölge. Vücut için kullandığınız besleyici yağları bu bölgeye günlük olarak uygulayabilirsiniz. Ayrıca haftada iki kez çekilmiş kahve ile fırçalayın. Dizler de aynı sorunu yaşar. Dizler için bir kaşık keten tohumu yağına yarım limonun suyunu karıştırın. Bu yağla deriyi hafifçe ovalayın ve 20 dakika bekletin. Daha fazla etki için, bu karışımı pamuklu bir kumaşa buluyarak dize sarın. Sıcak bir duş almadan önce bu işlemi yapmanız daha iyi olur.

Yeni bir yılın yenilenmekle birebir ilgisi var. Cildi yenileyen yegane yollardan biri de kayısı yağı! Önceki yazımda da söylemiştim. Kayısı çekirdeğinden elde edilen doğal yağı bugünlerde başucunuzdan ayırmayın. “Yılbaşına nasıl daha farklı ve kusursuz bir ciltle girerim?” sorusu sizi meşgul ediyorsa, bu yağı bugünden itibaren kullanmaya başlamanızı öneririm. Birkaç kullanımdan sonra farkı göreceksiniz. Çünkü, ciddi bir hücre yenileme özelliğine bulunuyor. İçindeki etken maddeler sayesinde kırışıklıkları azaltıyor. Cildi yağlandırmadan yumuşaklık, parlaklık veriyor ve canlılığı geri getiriyor. Tende ipeksi bir doku oluşturuyor. Herbalium olarak ürettiğimiz kayısı yağı doğal (presleme) koşullarda üretiliyor. Tamanmen doğal ortamlarda üretilmiş kayısıların çekirdeklerinin preslenmesiyle damlayan yağlar, özel şişelere doldurulup saklanıyor. Doğal kayısı yağı kullanımı ve yararları hakkında bizden mail veya telefonla daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Sizlere tanıtım amacıyla yeni yıl hediyeleri hazırladık. Kalıcı zayıflatan bitkisel kilo verme yöntemi “Fito-zayıflama” hizmetimizden faydalanan herkese doğal cilt bakım yağı hediye ediyoruz.

Unutmayın, doğal hayat mutlu hayattır!

Volkan Kurt

Doğal Ürün Uzmanı

http://www.herbalium.net

Yazın cilt sağlığınıza dikkat!


Yazın cildimizi güneşten korumanın yanı sıra dikkat etmemiz gereken o kadar çok şey ki. İşte yazın cilt sağlığımız için dikkat etmemiz gereken herşey!

Yaz dönemindeki iklimsel değişikliklerin en önemlileri; sıcaklık, UV ışığı ve nem oranındaki artıştır. Güneşin cildimize olumsuz etkileri artık açıkça bilinmektedir ancak yaz aylarında, özellikle tatil döneminde dikkat etmediğimiz pek çok ayrıntı cilt sağlığımız üzerinde önemli rol oynar. Memorial Etiler Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal, yaz aylarında cilt sağlığımızı olumsuz etkileyen faktörler ile bilinçsiz uyguların deriye olumsuz etkileri hakkında bilgi veriyor.

İsilikten korunmak için sık duş almak ve ölçülü giyinmek gerekiyor

Yazın artan ısı, öncelikle metabolizmada hızlanmaya, ter bezi aktivitesinde artmaya, damarlarda genişlemeye, “sebase” adı verilen yağ salgısında artmaya neden olur. Bu artışlar kişiden kişiye farklı oranlarda gözlenebilir fakat bazı insanlardaki artış, hastalık düzeyine varan sonuçlara yol açar. Bunların en önemlisi, aşırı terlemeye bağlı isiliklerdir. İsilik aşırı üretilen terin deriye atılamaması sonrasında gelişir ve küçük, kaşıntılı, bazen yanma duygusuna yol açan lezyonlar gelişir. Sık banyo yapılmadığında, aşırı giyinme devam ettiğinde bu küçücük sivilceye benzeyen kızarıklıklar, daha büyük çıbana benzeyen sivilcelere dönüşür; dolayısıyla antibiyotik tedavisi zorunluluğu doğar.

Aşırı terlemeye bilinçsiz yaklaşım mantara davetiye çıkarabilir

Hava sıcaklıklarının artması ile birlikte aşırı terleme sorunu da ortaya çıkabilir. Aşırı terleme kıvrım bölgelerinde daha fazla görülür (Özellikle kasıklarda, koltuk altında, parmak aralarında, kadınlarda meme altı ya da arası) Bu bölgelerin ıslak ya da nemli kalması, maya hücrelerini harekete geçirerek mantar hastalığının oluşmasına neden olur. Özellikle ayaklarda kötü kokular, pişiğe benzeyen görüntüler ve şiddetli kaşıntılar başlar. Bu durum yine hekime başvurmayı gerektirir; çünkü bu şikayetlerin tedavisi ve takibinin ciddiye alınması gerekir.

Vücudunuzu havuz ve deniz suyundan arıtmayı ihmal etmeyin

Tatil anlayışımızdaki deniz ve havuz alışkanlıklarımız her geçen gün artmakta olup, bu konunun bizi nasıl tehlikelerle karşı karşıya bırakacağı önemli bir konudur. Duş alınmadan girilen havuzlar, ya da çıktıktan sonra duş almamak enfeksiyon hastalıklarının bulaşmasını ve oluşmasını kolaylaştıran en önemli yoldur. Bu enfeksiyonlardan en sık rastlananı da molluskum, siğiller, mantar enfeksiyonlarıdır ki; bazen tedavileri uzun zaman alabilir veya tedaviye yanıt vermeyebilir. Kişisel hijyenimize dikkat etmek hem kendi sağlığımız için hem de toplum sağlığı için çok önemlidir.

Terlik seçiminiz ayak sağlığınız için çok önemli

Havuz kenarlarında çıplak ayakla yürümek de bu hastalıkları bulaştırmamıza ya da kapmamıza neden olur. Mutlaka terlik kullanma alışkanlığı geliştirmemiz gerekmektedir. Terlik deyince de bilinmesi gereken önemli hususlar vardır: parmak arası ya da kapalı terlikler yazın pişiklerin, ya da nasırları temel nedeni olabilir. Çünkü sürtünme travması, deri sağlığı için istenilen bir pozisyon değildir. Yumuşak hava alan, deriye sürtme ya da terletme duygusu vermeyen terlikler kullanmak daha isabetli olur.

Saunaya kendi havlunuzla girin

Otellerde kullanılan ortak alanlar ne kadar hijyenik görülürse görülsün, bu mekanlarda kullanılacak ya da temas edilecek yerlere şahsi eşyalarımızla gidersek yine bulaşıcı hastalıklardan korunmak için önemli bir adım atmış oluruz. Mesela sauna, hamam, buhar odaları gibi yerlere terlikle girmek, oralarda oturacağımız yerlerde havlu kullanmak riskleri minumuma indirecektir.

Kumsalda güneşlenmek güzel ama…

Kumda geçirilecek zamanı azaltmak, ışığın deriye zararlarını azaltmak demektir. Bunun yanında kum taneciklerinin sürekli deriye teması deride kurumalara, kalınlaşmalara ve kabalaşmaya yol açar. Mümkün olduğu kadar az temas deri sağlığımıza iyi gelir.

Bronzlaşma karışımlarına da çok dikkat edin

Güneşlenirken vücuda sürülen her türlü ajan (SPF korumaları hariç) özellikle parfümlü ürünler deride istenmeyen yanmalara, lekelenmelere, alerjilere ve erken yaşta gelişebilen deri kanserlerine neden olur. Tatilde her akşam, gündüz maruz kaldığımız güneşin olumsuz etkilerini minimale indirmek ya da dindirmek için uygun bir bakım yapmak zararın neresinden müdahale edilirse o kadar yararlı olur.

 

Her Yaşta Güzel Kalın!


Doğru makyaj teknikleri ve renk seçimleriyle her yaşta güzelliğinize güzellik katabilirsiniz. Özellikle menopoz dönemindeki kadınlar için etkili güzellik sırları …

Her Yaşta Güzel Kalın!

Makyaj Çantanızda Olması Gerekenler

Yaşınızın güzelliğini ortaya çıkaran, doğal görünümü destekleyen kozmetik ürünler makyaj çantanızda mutlaka bulunmalıdır.

Açık renkli göz farları

Gri ve mavi göz kalemleri

Nemlendirici özelliğe sahip rujlar

Dudak parlatıcısı ve şeftali tonlarında rujlar

Doğal görünümlü ve açık pembe ojeler

Pürüzsüz Görünüm

Yüzünüzdeki çizgileri yumuşatmak ve kusurları gizlemek için fondöten tercih edebilirsiniz. Yaşınıza uygun en ideal fondöten kullanımı; fondöten sürdükten sonra cilt tipinize uygun bir nemlendirici kremi parmak uçlarınızla göz altları, burun ve çene bölgesine hafifçe yedirerek sürün.

Dolgun Dudaklar

Dudaklarınızın daha dolgun görünmesini istiyorsanız doğal renkli rujlarla birlikte simli parlatıcıları tercih edebilirsiniz. Rujunuzun kremsi yapıda olması hem daha kolay sürülmesi hem de pürüzsüz görünmesini sağlar.

Hacimli Kirpikler

Kirpikleriniz eskiye oranla daha seyrek görünüyorsa bitkisel içerikli kirpik güçlendiricileri kullanabilirsiniz. Kısa sürede kirpiklerinizin daha hacimli olduğunu göreceksiniz.

Gece uyumadan önce göz makyajınızı temizlemeyi ihmal etmeyin. Özellikle kirpiklerinizde biriken rimel; temizlenmediği takdirde kirpiklerinizin dökülmesine neden olabilir.

İlgi Çekici Gözler

Gözlerinizin daha büyük, yüzünüzün daha aydınlık görünmesini istiyorsanız ihtiyacınız olan açık renkli, kremsi yapıda bir göz farıdır. Göz makyajınızı tamamladıktan sonra kaş çizginizin hemen altına açık renkli far uygulayın.

Canlı Görünüm

Yorgunluğunuzu gizlemek daha canlı görünmek istiyorsanız simli bir allığı elmacık kemiklerinizin üzerine ve alnınıza sürün. Anında daha zinde ve enerjik görüneceksiniz.