Düşük kimlerde görülür, kürtaj düşüğü tetikler mi, tekrarlayan düşüklere nasıl tedaviler uygulanır?
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kağan Kocatepe, düşüğü, “20’nci hafta, yani gebeliğin ilk yarısı tamamlanmadan bebeğin dışarı atılması, gebeliğin sağlıksız bir şekilde sonlanması” olarak tanımlıyor. Gebeliklerin yaklaşık yüzde 15’i düşükle sonlanıyor. Bu da her 20 gebelikten 3’ü anlamına geliyor. Peki bu kadar sık görülen düşüğün belirtileri nedir, kimlerde görülür, riskleri nelerdir? Bu soruların cevaplarını Dr. Kağan Kocatepe veriyor:
Düşük belirtileri
En sık görülen düşük belirtisi, kanamadır. Kanama ile birlikte ağrı da görülebilir. Düşük belirtisi olmamakla beraber, düşüğe işaret edebilecek ultrason bulgularından bazıları, bebeğin kalp atışlarının belli bir süre sonra görülmemesi, gebelik kesesinin düzensiz olması, gebelik kesesinin hiç oluşmaması olarak sıralanabilir.
Kimlerde daha çok görülür?
Düşük riski en yüksek olanlar, 35 yaş üstü kadınlardır. Yumurta hücreleri 14 yaşında olgunlaşarak kadını üreme çağına hazır hale getirir ve her seferinde en kaliteli yumurtalar ilk başta harcanır. Kadın 30 yaşına geldiğinde en kaliteli yumurtalar, yani en iyi döllenebilenler geride kalmış olur. Verimli yumurta hücreleri 35 yaşından sonra giderek azalır ve kalitesi de düşer.
Erkekler üreme çağını daha uzun süre yaşarlar. Özellikle 50 yaşından büyük erkeklerin eşleri için düşük riski daha fazladır. Nedeni de sperm hücrelerinin yaşlanmaya başlamasıdır. Ayrıca, spermlerin kromozom yapısı da bozuk olabileceği için, kromozom yapısı bozuk bir gebelikte düşük riski fazladır.
Kürtaj olmak düşük riskini artırır mı?
Dr. Kağan Kocatepe, kürtaj esnasında, özellikle ileri haftalarda yapılan kürtajlarda rahim ağzının genişletilmesi gerektiğini belirtiyor. Bu genişletmenin de rahmin kapalı kalma mekanizmasını bozabileceğine işaret ediyor. Ayrıca ileri dönemde yapılmış kürtajın, gelecekte rahim ağzı yetmezliğine de neden olabileceğini söylüyor. Zira rahim ağzı yetmezliği de düşük nedenlerinden biri.
“Gebelik rahim içinde en uygun alanı bularak yerleşir” diyen Dr. Kocatepe, en uygun alanın rahmin tepesinde ve özellikle rahmin arka duvarındaki alan olduğunu söyleyerek, kürtaj ile o bölgenin kullanılamaz hale geldiğini anlatıyor. “Kürtaj sayısı artarsa, her seferinde o arkadaki verimli alandan bir yer harcanacağı için, sonraki gebelikte düşük olasılığı artacaktır” diyor.
Hareket etmekle düşük olur mu?
Cinsel ilişki, yüksek bir yere uzanmak, birkaç saat ayakta kalmak düşük nedeni değildir. Şunu iyi bilmek gerekir ki tutunmuş bir bebek varsa, kromozom açısından sorun yoksa ve gebelik rahim içine yerleşmişse, bu tarz fiziksel aktivitelerle kolay kolay düşük oluşmaz. Ufak tefek hareketlerden sonra düşük oluyorsa, bu, bebeğin zaten içeride tutunamamış olduğunu gösterir. Dr Kocatepe, istisnai bir durumu şöyle anlatıyor:
“Tüp bebeğe bağlı çoğul gebeliklerde rahim içine tutunma suni olduğundan, rahim içine tutunmayı destekleyici tedavi verilerek ve fiziksel aktivite kısıtlanarak düşük riski önleniyor. Onun dışında cinsel ilişki veya diğer fiziksel aktivitelerle düşük arasında bağlantı olmadığı kesin.”
Tekrarlayan düşükler
İki veya daha fazla düşük yaşanmasına, tekrarlayan düşükler denir. Tekrarlayan düşüklerin nedeninin bilinmediğini söyleyen Dr. Kocatepe, diğer düşük nedenlerini ve önlenme şekillerini şöyle anlatıyor:
“Kanın pıhtılaşma mekanizmasının aşırı çalışması, bebeğin rahim içinde kendine kan damarlarından beslenecek verimli ortamı bulmasına el vermeyebilir. Bu tür durumlarda bebeği besleyecek olan plesenta oluşamadığı için hamilelik düşükle sonuçlanabilir. Düşükte en belirgin örneklerden biri budur ve tedavisi vardır. Pıhtılaşmayı önleyen günlük iğnelerle düşük engellenebilir. Onun dışında tiroit sorunu olabilir. Tiroit sorununu gidererek başarılı hamilelik sağlanabilir. Rahim şekil bozukluğu olanlarda da düşük görülebilir. Ameliyatla bozukluk giderilebilir. Rahim ağzı yetmezliğinde de rahme atılan dikişlerle düşük sorunu engellenebilir.
En büyük düşük risk grubu, baba veya annede ya da her ikisinde kromozom bozukluğu olan grup. Tüp bebek tedavisiyle birkaç tane embriyo oluşturulup biyopsi sonucu sağlam çıkanlar rahim içine yerleştirilerek tedavisi yapılabilir.”
Düşüğün kadına sağlığına etkisi
Kendi kendine düşük yapan ve ilk gebelik haftalarında olan bir kadında düşük sonucunda hemen hemen hiç büyük bir sorun görülmez. Bir miktar kanama, belki biraz ağrı oluşur. Gebelik haftası büyükse, içeride parça kalabileceğinden enfeksiyon oluşabilir. Herhangi bir şekilde sorunlu bir düşükse, çok fazla kanama olacağı için kadında kansızlık yaratabilir. Uzman olmayan kişi tarafından yapılan kürtajlarda da rahim delinmesi görülebilir. Ancak düşüğe bağlı ölüm tehlikesi milyonda bir kadar küçük bir risktir.
Düşük ve diğer sağlık sorunlarıyla ilgili size özel durumlar olabileceğini göz önünde bulundurarak, hamileliğiniz başlar başlamaz bir uzman doktora başvurmakta yarar vardır. Her türlü test ve incelemeleri yaptırarak hamilelik sürecini doktor kontrolünde, güvenle geçirmek en doğrusu olacaktır.
Filed under: ANNE-ÇOCUK | Tagged: 35 yaş üstü hamilelik, 35 yaş üstü hamilelikte riskler, ağır kaldırmak ve düşük, çoğul gebelik, düşük, düşük belirtileri, düşük belirtileri nelerdir, düşük ilacı, düşük kimlerde görülür, düşük ne zaman olur, düşük riski, düşük tedavisi, düşük tehlikesi kürtaj, düşük yaptığımı nasıl anlarım, doğum, doğum riski, doğum riskleri, erken doğum nasıl olur, erken doğum riski, gebelik, hamilelik, hamilelikte ilaç kullanımı, hamilelikte kanama, hamilelikte kilo alımı, hamilelikte tiroit sorunu, hamilelikte yüksek tansiyon sorunu, hamilelikte zayıflık, hamilelikte şişmanlık, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı op. dr. kağan kocatepe, kağan kocatepe hamilelikte düşük tehlikesini anlatıyor, kürtaj düşüğe neden olur mu, rahim delinmesi, riskli gebelik nedir, riskli gebelik takibi, riskli gebelik uzmanı, riskli gebelikler, riskli gebelikler uzmanı, riskli hamilelik, riskli hamilelik yaşı, riskli hamilelikler, sezaryen ne zaman tercih edilir, sezaryen ne zaman zorunludur, sezaryen ve riskli hamilelikler, tüp bebek, tekrarlayan düşükler, tiroit sorunu ve düşük, troid hastalığı düşüğe neden olur mu, yüksek riskli gebelik, yüksek riskli gebelik ne zaman söz konusu | Leave a comment »