Hazımsızlık tedavisi nasıl olur?


Siz de bir türlü yediklerini hazmedemeyenlerden misiniz? Dikkatli olun, bu durum bir hastalığın işareti olabilir.

Çoğumuzun hayatımızın bir döneminde yakındığı bir durum hazımsızlık. Tıpta “dispepsi” denilen bu rahatsızlık, karnın üst bölgesinde ağrı, erken doyma, şişkinlik, bulantı hissi gibi yakınmalarla tarif edilebilir. Araştırmalar gösteriyor ki toplumun dörtte biri bu dertten muzdarip.

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bahattin Çiçek, hazımsızlığın tek bir hastalık olmadığını, bazı durumlarda hazımsızlığı yapan organik bir hastalığın görülebileceğini belirterek, hazımsızlığa yol açan beş hastalığı şöyle sıralıyor:

Yemek borusunda reflü olması

Safra kesesi hastalıkları

Pankreas hastalıkları

Mide ülser veya kanseri

Aspirin veya romatizma ilaçlarının kullanımı

Hareketsizlik ve kilo hazımsızlık yapıyor

Dr. Çiçek, hazımsızlık sorunu çekenlerin üçte ikisinin sahip olduğu “fonksiyonel hazımsızlık” rahatsızlığının kesin olarak bilinen bir nedeni olmadığını vurguluyor. Ancak, bu kişilerde hazımsızlığın nedeni şunlar olabilir:

“Bu kişilerin büyük kısmı yakınmalarının yemeklerle ilişkili olduğunu belirtir. Az yemekle hemen doyduklarını, şiştiklerini bazen de açlıkla midelerinin ağrıdığını söylerler. Dolayısıyla mide hareketlerinde, boşalmasında sorun olması veya mide asidine kişinin duyarlı olması fonksiyonel hazımsızlıktan sorumlu olabilir. Hareket azlığı ve kilo alımı, mide bağırsak hareketlerinin yavaşlaması sonucu hazımsızlığa neden olur.”

İşgücünü kaybettiriyor

Fonksiyonel hazımsızlığın, yaşam kalitesini bozmak, işgücü kaybına neden olmak gibi etkileri olduğunu söyleyen Dr. Çiçek, “Fonksiyonel hazımsızlık ilerleyici bir hastalık değildir. Ancak fonksiyonel hazımsızlığı olan kişilerin önemli kısmında uzun dönemde de bu yakınmalar devam ediyor. Hazımsızlığın giderilmesinde ilaç tedavisi uygulanırken, mide asidini baskılayıcı ya da mide hareketlerini uyarıcı ilaçlar kullanılıyor. Eğer uygun bir ilaç tedavisi ile yakınmalarda belirgin bir düzelme sağlanamıyorsa hekimin yeniden değerlendirmesi gerekir” diyor.

Mikroptan mı, stresten mi?

Dr. Çiçek, ülkemizde yaygın olarak bulunan “helikobakter pylori” mikrobunun hazımsızlıkta rol oynadığının düşünüldüğünü, ancak bunun kesin olmadığını belirterek, bu mikrop ortadan kaldırıldığında hastaların ancak 10’da birinde kalıcı rahatlama sağlanabildiğini ifade ediyor.

“Stres muhtemelen kişinin hazımsızlığı daha ciddiye almasına, daha çok sorun etmesine neden oluyor. Anksiyetesi olan kişiler, diğerlerine göre daha çok hekime başvuruyor” diyor.

Bu durumda öncelikle hazımsızlığın altında yatan bir hastalık olup olmadığının bilinmesi gerekiyor. Mide ya da mide dışı ciddi organik nedenleri fonksiyonel hazımsızlıktan ayırt etmek gerekiyor. Bunun için hazımsızlık sorununuz sürekli hale geldiyse mutlaka bir doktora başvurmalısınız.

45 yaşın üzerindekiler, dikkat!

“Ciddi bir hastalığın olduğunu düşündüren sebepsiz kilo kaybı, lokma yutmada güçlük, inatçı kusmalar, kansızlık, dışkı veya kusmukta kan olması durumunda veya hazımsızlık çeken kişi 45 yaşın üzerindeyse araştırılması gerekir” diyen Dr. Çiçek, hazımsızlıkta tercih edilen testin endoskopi olduğunu belirtiyor.

Dr. Çiçek’ten hazımsızlık çekenlere öneriler

Yeme alışkanlığınızı gözden geçirin

Hazımsızlık yaptığını bildiğiniz besinlerden sakının

Ağır, yağlı yiyecekler yemeyin

Fazla yememeye özen gösterin

Akşam geç saatlerde yemeyin

Hızlı yemekten kaçının

Egzersiz öncesi yemek yemeyin

Sigara içmeyin

Alkolden sakının, özellikle akşamları fazla almayın

Sağlıklı bir kiloda kalmaya çalışın

Haftanın 4-5 günü en az yarım saat egzersiz yapın